Paylaş
İsrail, 1967 yılında istila ettiği Sinai Yarımadası’nı Mısır’a vermek istemiyor.
Mısır da Sinai Yarımadası’nı geri almadan barışa yanaşmam, diyor.
İki taraf da tam barış masasından kalkmak üzereyken, bir arabulucu görüşmeye davet ediliyor. Yarımada İsrail’de mi kalmalı Mısır’da mı?
Arabulucu ne söylemeli ki iki ülke arasında barış sağlansın?
OKUL SEÇİMİ
Zehra Hanım’ın 6 yaşında bir kızı var. Okul seçme zamanı geliyor ama Zehra Hanım iki okul arasında karar veremiyor.
A Okulu akademik olarak çok iyi ama sportif faaliyetler açısından zayıf. Zehra Hanım kızının spor yapmasını istiyor.
B Okulu sosyal etkinlikler açısından çok iyi ama akademik olarak zayıf. Zehra Hanım, çocuğunu A Okuluna mı yoksa B Okuluna mı göndersin?
İster uluslararası arenada olsun ister günlük yaşamda, bu tür ikilemler sık sık yaşanmaktadır. Bu durumlarda en doğru karar nasıl verilir?
ARAŞTIRMA
Bunun yanıtı ünlü bir araştırmada gizli. Araştırmacılar deneklere şöyle bir senaryo veriyor ve seçim yapmalarını istiyor.
Uzun zamandır almak istediğiniz bir DVD film 15 dolara düşüyor. Bu durumda ne yaparsanız?
A) Alırım B) Almam % 75 alırım, diyor.
Aynı senaryo başka bir gruba veriliyor ama bir fark var. Şıklar detaylandırılıyor.
A) Alırım B) Almam. O parayla ihtiyacım olan başka bir şey alırım.
Bu durumda sadece % 55 alırım, diyor.
Peki, oran neden düşüyor?
SEÇENEK FAZLASI
Çünkü ikinci grubun kafasında başka bir olanak oluşturuluyor. Bu durumda ikinci grup iki şık arasında sıkışıp kalmıyor.
İki pozisyon arasında sıkıştığımız zaman, doğru karar verme şansımız düşüyor. Doğru karar vermek için iki seçenek/pozisyondan kurtulup, farklı olanaklar yaratmamız gerekiyor. Bunun için de ilk önce kendi ihtiyaçlarımızı belirlememiz lazım.
Yani seçenek odaklı değil, ihtiyaç odaklı karar vermemiz gerekiyor.
Şimdi yukarıdaki gerçek durumlara dönersek hepsinde sadece iki seçenek var. İhtiyaçlar yok. Bakın arabulucu sorunu nasıl çözüyor.
MISIR- İSRAİL VAKASI
Arabulucu kritik soruyu soruyor: Neden Yarımadayı istiyorsunuz?
Mısır, Yarımadayı istiyoruz çünkü verirsek egemenlik hakkımızdan vazgeçmiş oluruz, diyor. İsrail, Yarımadayı istiyoruz çünkü buradan bize saldırı gelebilir, diyor.
Yani Mısır’ın ihtiyacı egemenliğini korumak, İsrail’in ihtiyacı güvenlik.
Durum iki seçenekten çıkıp, egemenlik-güvenlik ihtiyacına dönüşüyor.
İki ülkenin ihtiyacı şimdi karşılanabilir. Yarımada Mısır’da kalıyor ama silahsızlandırılıyor. Barış bu şekilde sağlanıyor. Zehra Hanım da aynı yöntemi kullanıyor.
ZEHRA HANIM
“A Okulu mu B Okulumu?” sorusundan ziyade, “Benim ihtiyacım ne?” diye soruyor. Hem spor yapan hem de akademik donanımı olan bir çocuk istiyor.
Onun için A Okulunu seçiyor ama spor ihtiyacını da yüzme kursu ile hallediyor.
1 MAYIS
Şimdi 1 Mayıs’a dönelim.
Sendikalar ne diyor? Taksim’i istiyoruz.
Hükümet ne diyor? Taksim’i vermeyiz.
Pozisyonlar üzerinden yapılan bir müzakare de fiyasko ile sonuçlandı.
Sendikalar ve hükümet bu iki seçenekten/pozisyondan kurtulup, ihtiyaçlarını çok net belirtmiş olsaydı her iki tarafın da ihtiyacı karşılanabilir, sonuç çok farklı olabilirdi.
NOT 1: İhtiyaçlarla aslında belirtildi diyebilirsiniz ama bu ihtiyaçlar çok net masaya yatırılmadı ve dahası müzakere ihtiyaçlar üzerinden değil seçenekler üzerinden yapıldı.
NOT 2: Bu Pazar (5 Mayıs) saat 10.05’te SKY Türk 360 Kanalı’nda Doğan Cüceloğlu’nun programındayım. Eğitim, aile ve başarı konuşacağız.
Paylaş