Paylaş
Hatta topluluk içinde yaşayan insanoğlu için empati o kadar önemli ki; beynimizde bu mekanizmayı mümkün kılan, diğer canlılarda olmayan ‘ayna nöronlar’ var.
Ama empatinin zararlı olduğu durumlar da mevcut.
Yüksek empati, zararlarını hem iş dünyasında, hem çoçuk yetiştirmede, hem de ilişkilerde gösteriyor.
EMPATİ YETENEĞİ YÜKSEK OLAN MÜDÜRLER
Tahmin edilenin aksine, empati yeteneği çok yüksek olan müdürler, daha az başarılı oluyor.
Bunun birçok nedeni var.
İlk olarak empati yeteneği yüksek olan müdürler, çalışanlarının dertlerini dinliyor, onlara anlayış gösteriyor ve tüm çalışanlara mümkün olduğu kadar yardımcı oluyor.
(Zaten çoğu zaman insan empati sonucu hissettiği acıyı dindirmek için yardım etmek zorunda hisseder.)
Bu görünüşte güzel bir davranış.
Ama bu yapı iş ortamında imtiyaz kültürü ve adil olmayan durumlar yaratıyor.
Bir grup insan sürekli müdürü ikna edip yardım alıyor.
Kurumun kurallarından ziyade, insanların ihtiyaçları öncelik kazanıyor.
İmtiyaz kültürünün olduğu ortamlarda adalet duygusu ölüyor ve kurumun etkinliliği ve kuruma/müdüre duyulan güven azalıyor.
TUTARSIZLIK
Empatiye bağlı yardımlar, iş ortamında aynı zamanda bir tutarsızlık da yaratıyor.
Yani anlık kararlar alınıyor ve genel geçer kurallar oluşmuyor.
Yani bu durum eşitsizlik ve adaletsizlik algısının yanı sıra işyerlerinde gizli bir kaos durumu da oluştuyor. Çalışanlar ne olacağını kestiremiyor. Kurallar müdürün iyi niyetine bağlı oluyor.
Kurumdaki bu belirsizlik de güven duygusunu azaltıyor ve moralleri bozuyor.
GÜÇSÜZLÜK DUYGUSU
Bu durumlarda kişiler kendini güçsüz hissediyor; çünkü davranışları ile sonuç arasındaki ilişkinin kendi davranışlarına bağlı olmadığını düşünüyor.
Davranışları bazen iyi bir sonuç doğuruyor, bazen kötü. Bazen yardım alıyorlar, bazen alamıyorlar.
Bu tutarsızlık da güçsüzlük duygusu yaratıyor.
Güçsüzlük duygusu sorumluluk almayı da engelliyor. Çünkü kötü bir sonuç ortaya çıkarsa, kişi bahane üretebiliyor ve müdürü empati göstererek onu affedebiliyor.
Müdürü ikna edebilen kişi, davranışlarından dolayı hesap vermeyebiliyor.
Hatta çalışanlar arasında müdürü kendi ihtiyacı için ikna etme yarışları başlıyor.
SORUMLULUK DUYGUSUNU AZALTMA
Empati gösteren kişiler, empati gösterdiği an sorumluluk duygusu da kazanır.
Empati gösterir ve sorumluluk almazsa, kendini suçlu hisseder çünkü.
Empati gösteren müdür çalışana yardımcı olmak için soruna müdahil olup, sorumluluğu kişinin elinden alıyor.
Bu durumda da kişi hem kendini güçsüz hissediyor, hem de problem çözme yeteneğini geliştiremiyor. Özellikle bu hatayı aileler çokça yapıyor.
DENGELİ EMPATİ
İnsan çok empati gösterdiğinde, bazen kendini ikinci plana atıyor.
Hatta bir noktadan sonra, özellikle ilişkilerde, kendini kaybetme riskiyle bile karşı karşıya geliyor.
Kişi var olmak için empati duygusunu askıya alabiliyor.
Bunun için maçlardan önce testosteron oranı artan oyuncuların empati yeteneği azalıyor. Rekabet ortamında empati zararlı olduğu için, beden empatiyi azaltıyor, kazanmaya odaklanıyor.
Onun için empati göstermek ne kadar önemli bir beceriyse, empati kurmamayı başarmak da bir o kadar önemli beceri.
Empatinin çoğu da azı da zararlı. Dengeli empati ile insanlar hem kurumsal etkinliliği hem de ilişkilerinde dengeyi sağlayabilir.
Paylaş