Paylaş
Halil Cibran’ın Ermiş kitabında yazdığı “Bir öğretmen bilgisinden değil, sevgisinden verir” sözü benim pusulamdır.
Öğretmenlerimizin bize ne öğrettiğini unutabiliriz, ama bize hissettirdiklerini asla.
EYÜBOĞLU KOLEJLERİ
Geçen hafta Eyüboğlu Kolejlerinin kutlama yemeğine katıldım. Tüm çalışanlar bir aradaydı.
Eyüboğlu, Uluslararası Özel Okullar Birliğinden (CIS) 10 okulu ile birden akreditasyon hakkı kazanarak ve böylece Cenevre Uluslararası Okulları'nı geçerek, dünyada en fazla okul ile temsil edilen eğitim kurumu ünvanını almıştı.
Eyüboğlu, bu ilki, bu başarıyı, bu gururu kutluyordu.
SEVGİ ÜZERİNE
Genel Müdür Cenk Eyüboğlu konuşma için sahneye çıkıp, çalışanlara teşekkür etti. Daha sonra kurumların kurucusu Rüstem Eyüboğlu sahneye davet edildi.
Rüstem Bey konuşmaya başladı. Ben bir teşekkür ve övgü konuşması beklerken, Rüstem Bey beni derinden etkileyen bir konuşma yaptı.
“Hepiniz ne kadar güzel ve mutlu görünüyorsunuz. Bayan öğretmenlerimize bakıyorum, ne güzel de süslenmişler. Ne kadar da güzel olmuşlar.
Sevgili eşim Burçak Hanım (Burçak Hanım maalesef yakın bir geçmişte aramızdan ayrıldı. Rahmetle anıyorum.) özel davetlerde saçlarını yaptırırdı. Ben de bazen abartılı bulur, kızardım. “Bu saç ne! Ne gerek var!” derdim.
Şimdi düşünüyorum da keşke bunları demeseydim. Keşke onu hiç üzmeseydim.
Siz de sevdiklerinizi hiç üzmeyin. Bakın ne kadar da mutlu görünüyorsunuz. Akşam eve gidince eşinize onu sevdiğinizi söyleyin.
Sizi hep mutlu görmek istiyorum. Sizi gülerken görmek istiyorum. Sizi sevdiklerinizle görmek istiyorum.
ETKİLENDİM
Rüstem Bey böyle bir konuşma yaptı. Masamız deniz kenarındaydı. Onu dinlemek için sahneye dönmüştüm. Başıma tekrar masa yönüne çevirdim.
İlk defa başka bir gözle denize baktım. İlk defa denizi görüyordum.
BİR TELEFON
Bu duygular ile eve geldim. Sonra gece 12:00 gibi telefonum çaldı. Belçika’dan çok sevdiğim bir ağabeyim arıyordu. Sohbet ettik. Sonra bana ‘Özgür ne kadar şanslısın’ dedi. Lafın gerisini getirecekti ama o boşlukta, bir saniye içinde aklımdan onlarca fikir geçti.Acaba bana neden şanslı demişti?
Genç olmamdan mı, sağlıklı olmamdan mı yoksa işimden dolayı mı?
Hayır, hiçbirinden dolayı değildi.
“Ne güzel. Memleketindesin. Bir adım atsan, bir simit yersin. Bir adım atsan bir çay içersin. Bir adım atsan denizi görürsün. Bir adım atsan sevdiklerinin yanında olursun” dedi.
EĞİTİM NEDİR?
Hayatı ne kadar da ıskaladığımı fark ettim. Ufak şeyler, sevgi, sevdiklerinle olmak ne kadar da önemliydi.
Rüstem Bey o gece, kurumlarının en gururlu anında, bilmekten, öğrenmekten, başarıdan bahsetmiyordu.
Rüstem Bey o gece sevmekten bahsediyordu.
Rüstem Bey o gece “Bir öğretmen bilgisinden değil, sevgisinden verir” diyordu.
Eğitim bu değilse, başka nedir?
Paylaş