Paylaş
Ben de bu vesile ile Mehmet Öz’ün önsözünü yazdığı “En Hastanın Yaşamda Kalması” (yazar Sharon Moalem) adlı kitaptan aldığım notlara baktım.
Size, şeker hastalığının ortaya çıkması ile ilgili bir bilgi aktaracağım.
Yazarın tezi şu:
Şeker hastalığı, geçmiş dönemlerde, insanın hayatta kalabilmesi için bir savunma mekanizması olarak ortaya çıkmıştır. O zamanlar hayat kurtarmış ama şimdi hastalık olarak karşımıza çıkıyor.
Nasıl mı? Anlatayım.
Biliyoruz ki şekerli su geç donar. Buzluğa bir bardak şekerli, bir bardak şekersiz su koyup deneyebilirsiniz. Size iki örnek vereceğim.
Buz Şarabı
Şeker oranı çok yüksek olan buz şarabı vardır.
Bu şarabın şekerli olmasının sebebi şarabın donmuş üzümlerden yapılması.
Peki, nedir bu donmuş üzümlerin özelliği?
Üzümler donarak ölmeye karşı iki mekanizma geliştirir. Birincisi, donmaya karşı üzüm içinde bol miktarda şeker bulundur. İkincisi de içindeki suyu boşaltır. Çünkü donmuş su kristalleşecek ve üzüme zarar verecektir.
Kurbağa
Alaska’da yaşayan bir kurbağa türü var. Türünün adı Rana Sylvatica. Bu kurbağalar kışın uykuya dalar, ilkbaharda da uyanır. Kışın donmaya karşı yine üzüm örneğinde gördüğümüz mekanizmayı geliştirir.
Yani, uykuya dalmadan önce vücudundaki suyun birazını dışarıya atar ve geriye kalanı da karnında biriktirir.
Kurbağa da içindeki suyu boşaltır çünkü donmuş su kristalleşip onun damarlarına zarar verecektir.
Aynı zamanda ciğeri vücuduna glikoz (şeker) salgılar. Donmaya karşı.
İnsan
Yazara göre şeker hastalığının oluşmasında da aynı mantık vardır.
Bundan 10,000 ile 30,000 yıl önce arası bir tarihte dünyada buzul çağı yaşanmıştır.
Bu buzul cağı sırasında donmaya karsı insan vücudu daha çok glikoz üretmeyi öğrenmiştir.
O zamanlar insan hayatını koruyan bu mekanizma buzul çağı bitince sorun olmaya başlamıştır.
Karşımıza hastalık olarak çıkar.
Bu açıklama daha çok birinci tip şeker hastalığı için olsa gerek çünkü biliyoruz ki sonradan da yaşa ve beslenmeye bağlı olarak şeker hastalığı oluşabiliyor.
Genetik bilimci değilim. Ama Mehmet Öz’ün de kitaba önsöz yazması ve yazarının eğitimi inandırıcılığını artırıyor kitabın.
Not 1:
Bazı okuyucular sünnet düğünü hakkında bilgi edinmek istemiş ve benden yazı yazmamı rica etmişler. Bu konu hakkında bir araştırma okumadım. Bilimsel kaynağa dayalı bir bilgim yok. Ama araştırmalara bakıp en kısa zamanda bir yazı yazacağım. Ama şunu söylemem gerekiyor. Sünnet ile Sünnet Düğününü ayırmamız gerekiyor. Sünnet, peygamberimizin sünneti. Onun sebebi açık. Ama düğün neden ortaya cıkmış onu araştıracağım.
Not 2:
Önceki yazılarımda kaynaklarımın adını yazmadım. İsteyen okuyuculara hem kaynakların isimlerini ve varsa direk makaleleri gönderdim. Kaynakları merak ediyorsanız bana yazabilirsiniz.
Paylaş