Paylaş
Peki, sizi ‘şehir içine’ değil de ‘doğaya’ yürüyüşe göndersem ne olur?
DOĞA VE HAFIZA
Michigan Üniversitesi’nden Prof. Marc Berman tam olarak bu araştırmayı yapıyor. Deneklere hafıza testi yaptıktan sonra bazılarını ‘doğaya’, bazılarını ‘şehir içine’ yürümeye gönderiyor.
Yürüyüşten sonra aynı testi tekrar yapıyor ve görüyor ki doğada yürüyenlerin hafızalarını kullanma kapasitesi yüzde 20 artıyor.
Şehir içinde yürüyüş de katkı sağlıyor ama daha az. Sonuçta yürümek gibi bir egzersiz her zaman beyni daha iyi çalıştırır.
Peki, sizi yürütmesem, sadece doğa resimleri göstersem?
Prof. Berman bu deneyi de yapıyor. Denekler hiç yürümüyor. Bazıları ‘şehir’ resimlerine bazıları ‘doğa’ resimlerine bakıyor. Aynı şekilde doğa resimlerine bakanlar hafıza testinde çok daha başarılı oluyor. Yani, yürüme olmasa bile doğaya maruz kalmak hafızayı geliştiriyor.
Peki, bu mantıkla okullarda öğrenmenin kalitesini arttırabilir miyiz?
ÖĞRENME VE DOĞA
Illinois Üniversitesi’nden Ming Kuo ve meslektaşları her açıdan benzer iki sınıf buluyor.
Bu sınıflardan bir tanesi on hafta boyunca ‘sınıfta’, diğeri ‘doğada’ ders yapıyor.
Testler ve gözlemler sonucunda görüyor ki doğada ders yapmak öğrencinin odaklanmasını iki kat daha arttırıyor.
Doğada, öğretmen çocukları çok çok az uyarıyor. Çünkü çocuklar çok rahat odaklanabiliyor. Doğanın, öğrenme ve hafıza üzerine bu kadar olumlu katkısı var.
Peki, bunun altında yatan sebep ne?
DİKKATİN KULLANIMI
Hafızanın öğrenme ve dikkat (attention) ile direkt ilgisi var.
Herhangi bir şeye dikkatinizi vermezseniz, onu öğrenemezsiniz (farkında olmadan öğrenmeler hariç).
Tehlikeli bir ortama girerseniz, farkında olmadan dikkatinizin bir kısmını kendinizi korumaya harcarsınız. Örneğin, bir caddedeyseniz, gelen arabalara bakarsınız. Caddedeki bu objeler sizin dikkat rezervinizden çalar. Bilim insanları buna ‘istemdışı dikkat’ diyor. Bu durumda öğrenmek istediğinize şeylere verecek daha az dikkatiniz kalır. İstemdışı dikkat, istemli dikkatinizi azaltır. Ama doğada olursanız, beden kendini güvende hisseder. Güvende hissettiği için de çok fazla istemdışı dikkat kullanmaz. Bu durumda istemli dikkatini daha iyi kullanır.
İşte bu yüzden ne kadar doğada olursanız, o kadar çok konsantre olabilirsiniz.
OKULLARIMIZIN DURUMU
Şimdi bizim okulların durumuna bakalım. Maalesef çocuklar doğadan tamamen uzaklaştı. Binaların içine sıkıştı. Okula servisle gidiyor, arabaların içine sıkıştı. Zaten bundan dolayı okullarda bu kadar öğrenme ve davranış problemi var. Buna bir de sentetik yiyecekleri ekleyin. Biz acilen okullarımızda çocukları doğayla bütünleştirmeliyiz.
LİDER VAKIF TEMA ÇOCUKLARI DOĞAYLA BULUŞTURUYOR
Tema Vakfı yıllardır çocuklara doğa eğitimi veriyor. Erken yaşta çocukları doğayla tanıştırıyor. Ben de bir TEMA gönüllüsüyüm. Son dört yıldır seminer verdiğim kurumlardan çiçek veya plaket almıyorum, onun yerine TEMA’ya bağış yapmalarına istiyorum. Birçok ağacım oldu. Bu hafta TEMA Vakfı bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında hem doğa eğitimlerini hem de ‘Yeryüzü Eğitimi: Değişen Gezegende Eğitimi Yeniden Düşünmek’ temalı ‘Dünyanın Durumu 2017’ kitabını tanıttı. Yıllardır Worldwatch Enstitüsü tarafından yayınlan bu prestijli kitap serisinde bu sene TEMA da iki projeyle yer aldı. Ülkemiz ve TEMA için büyük gurur kaynağı. Ben de bu basın toplantısında doğa ve çocuk ilişkisini anlattım. Çocuklarımızın geleceği için TEMA Vakfı’nın doğa eğitimlerine destek çıkalım. Hatta bu eğitimleri vermek için gönüllü olalım. Unutmayın doğadan uzak büyüyen bir çocuğun hem bilişsel, hem sosyal, hem de duygusal gelişimi sekteye uğrar.
DOĞA, İNSANI İYİLEŞTİREBİLİR Mİ?
Yıl 1984. Dünyanın en prestijli dergilerinden biri kabul edilen ‘Science’ dergisinde bir makale yayınlanıyor. Teksas A&M Üniversitesi’nden Prof. Roger Ulrich, hastaları iki gruba ayırıyor. Tüm hastalar aynı ameliyatı oluyor ve hasta odalarına alınıyor. Bir grup, oda penceresinden ‘duvar’ görüyor, bir grup ‘doğayı’ görüyor. Ulrich’in cevabını merak ettiği soru şu: Acaba doğaya bakan hastalar daha çabuk iyileşir mi? Tahmin ettiği gibi doğaya bakan hastalar daha az ağrı kesici kullanıyor, daha az şikâyet ediyor ve en önemlisi daha erken taburcu oluyor. Yani doğa hastaları iyileştiriyor. Peki neden? Araştırmalar çok açık gösteriyor ki doğa kalp ritmini düzenliyor, beynin farklı bölgelerinin kendi içindeki iletişimini güçlendiriyor, duygu yönetimini kolaylaştırıyor ve sinir sistemini düzenliyor. Peki, insan neden doğada iyi hissediyor? Çünkü insanın en temel ihtiyacı güvende olmak. Yaşamını sürdürmesi buna bağlı. Küçük çocuklar bile su ve yeşil içeren fotoğrafları tercih ediyor. İnsan doğada ya da suyun yanında olunca, yiyecek ve su bulma ihtimali artıyor. Onun için evrimsel olarak doğa ve su, insana güven veriyor. İnsan güvende hissedince de enerjisini kendini korumaya değil, bedenini tamir etmeye harcıyor. Bundan dolayı çabuk iyileşiyor ve daha sağlıklı oluyor.
Paylaş