Bunu yaparak, onu beklemek çılgınlık olur!

Yıl 1973. Amerika, Vietnam’dan çekilme zorunda kalıyor.

Haberin Devamı

Başarısızlığın nedeni inceleniyor.

İncelemeler sonucu sosyal psikologlar görüyor ki ordu içindeki  performans ve ödüllendirme sistemi yanlış kurgulanmış.

Prof. Steven Kerr şu anda bir klasik olan ‘A’yı ödüllendirerek, B’yi beklemek’ makalesinde bu yanlışı şöyle anlatıyor;

Savaşta bir askerin motivasyonu ne? Ölmeden eve dönmek. Peki, ne zaman eve dönebilir? Savaş bitince.

Onun için bir asker en kısa zamanda savaşı bitirmek ister.

Peki, Vietnam savaşında askerlere ne zaman eve dönme hakkı veriliyor?

Belirli sayıda görev yapınca. Yani savaş bitse de bitmese de asker kendine verilen görevi bitirince eve dönecek.

Bu durumda da asker savaşarak risk almıyor. Ödüllendirme sistemi yanlış kurgulanmış.

Ä°ÅŸte bir taraftan istenmeyen bir davranışı ödüllendirmek, diÄŸer taraftan da onun deÄŸiÅŸmesini beklemek tam bir çılgınlık.Â

Haberin Devamı

Bu tür örnekleri hem eğitim, hem aile hem de iş hayatında görüyorum. İşte bazı örnekler.

FUTBOL

Küçükken futbol oynardık ama kimse kaleci olmak istemezdi.

Bu durumda her oyuncu sırayla kaleye geçer ve gol yiyince de kaleden çıkardı.

Tabii bu sistemin takımın yenilgisini hazırladığını bilmiyorduk.

Çünkü kaleye geçenin motivasyonu en kısa zamanda gol yiyip, tekrar oyuna girmek. Maçın amacıyla tamamen ters. Ödüllendirme sistemi tamamen yanlış kurgulanmış.

EĞİTİM SİSTEMİ

Bu yanlış kurgulanmayı eğitim sisteminde de sıkça görüyorum.

Okulun amacı ne?

Çocukların tartışarak, yaparak ve yaşayarak öğrenmesi.

Ama sınav sistemi neyi ödüllendiriyor? Ezberi.

Bundan dolayı öğrenme gerçekleşmiyor.

Öğretmenler ne istiyor?Düşünen çocuk.

 Ama sınav sistemi neyi ödüllendiriyor? En kısa zamanda yanıt vermeyi. Bu sebeple de okullarda düşünme öğrenilemiyor.

Öğretmen ne istiyor? Çocuğun ödevi kendisinin yapmasını.

Ama neyi ödüllendiriyor? Süreci değil, sonucu. Çocuk ne yapıyor? Ailesine yaptırıyor.

Yani bu sınav sistemi varken, çocukların öğrenmesini beklemek tam bir çılgınlık.

Ä°Åž HAYATI

Aynı yapıyı iş hayatında da görüyorum.

Tüm şirketler takım çalışması istiyor ama ana performans ölçütleri (KPI) bireysel.  Yani işbirliğini istiyor ama bireyselliği ödüllendiyor. En iyi sonuç alan yıldız oluyor.

Haberin Devamı

Yaratıcılık ve inovasyon istiyor ama en kısa zamanda sonuç alan davranışları ödüllendiriyor ya da hataları ve denemeleri cezalandırıyor.

Hata yapmadan yaratıcı olmak mümkün değil.

Çalışanlarının sorumluluk almasını istiyor ama tüm süreçten bilgisi olan ve süreci çok sıkı takip eden müdürleri ödüllendiriyor.

AÄ°LE

Aileye ne demeli?

Çocuklarının en iyi şekilde öğrenme sorumluluğunu almasını istiyor ama çocuğu okul notlarıyla değerlendiriyor. Çocuk da öğrenmeyi bırakıp, iyi not almaya bakıyor.

Çocuğunun mutlu olmasını istiyor ama çocuğunun ilgi alanlarını desteklemektense,  onun iş garantisi olan, para getirecek ya da toplum tarafından kabul görmüş etkinliklerini destekliyor.

Haberin Devamı

İstemediğiniz bir davranış gözlemliyorsanız, ya bunu ödüllendiyorsunuzdur ya da siz kendiniz katkıda bulunuyorsunuzdur. Sorumlululuk paylaşılmıştır.

Onun için değişim her zaman kendi davranışlarını analiz etmekle başlıyor.

KİTAP KULÜBÜ KURULUYOR

Birçok öğrenme dostu ile kitap paylaşımlarım oluyor.

Bu tartışmalardan bir kitap kulübü fikri doğdu.

Ben de yeni bir kitap kulübü kurdum.  Kulüp, öğrenme ve tartışma heyecanı olana herkese açık.

İlk toplantımız 23 Mart Cumartesi saat 14.00’de Bahçeşehir Üniversitesi D terasta.

İlk kitabımız ‘Yetenek Dediğin nedir ki?’ (Talent is overrated. Geoff Colvin.)

Katılmak isteyenler bana eposta atıp ismini yazdırsın.

Sonra da kitabı okumuş olarak toplantıya gelsin.

Haberin Devamı

www.twitter.com/ozgurbolat

 

Yazarın Tüm Yazıları