Paylaş
Örneğin, bir anne çocuğuna “Ödevlerini yapmazsan, üzülürüm.” derse, yani duygusunu ifade ederse, çocuk empati kurmayı öğrenir, diyor okur.
“Ben dili” tam tersine empati kurmayı engeller. Nasıl mı?
ARAŞTIRMA
Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Dr. Ömer Antalyalı ve ben, bir araştırma yaptık.
Öğrencilerin kişisel eğilimlerini 36 parametrede ölçtük. Sonra bu sonuçları öğrencilerin başarılarıyla karşılaştırdık.
Ortaya, başarıyı en çok etkileyen parametreler çıktı.
Ama asıl ilginç olan, bu parametreler arasındaki ilişkiydi.
Sizce sosyal endişesi (iletişim kurarken ürkek ve çekingen davranmak) yüksek olan kişilerin, empati becerisi yüksek midir yoksa düşük müdür?
Tahmin ettiğimiz gibi, endişeli kişilerin empati becerisi daha düşük çıktı.
Acaba neden?
KARŞIDAKİNİ ANLAMAK
Empati kurmak demek, kendini başkasının yerine koymak demek.
Bir Çin atasözü der ki “Empati kurabilmen için, başkasının ayakkabısında bir mil yürümen gerekir.”
Ama bunun için, ilk önce kendi ayakkabınızı çıkartmanız, yani kendi duygularınızı askıya almanız gerekir.
Halbuki endişeli bir kişi bunu yapmakta zorlanır. Güvende hissetmediği ve tedirgin olduğu için, kendi endişesiyle o kadar meşguldur ki karşıdaki kişiyi düşünemez.
Aslanlar arasında kalmış ürkek ve tedirgin bir ceylan gibi.
Onun için endişeli bir kişi empati kurmakta zorlanır. Peki, bir kişinin neden sosyal endişesi olur?
KİMLER ENDİŞELİ OLUR?
Kendini değersiz hissedenler sosyal ortamlarda endişeli olur.
Kişi kendini değersiz hissediyorsa, yargılanmaktan ve kabul görmemekten korkar.
“Diğer insanlarla iletişime girersem, benim değersiz olduğumu anlarlar.” ya da “Bir hata yaparsam, rezil olurum.” diye düşünür.
Onun için böyle kişiler sosyal ilişkilerde endişeli olur.
DEĞERSİZLİK DUYGUSU
Geçen hafta yazdığım gibi “ben dili” çocukta değersizlik duygusu yaratır.
(Geçen haftaki yazımı buradan okuyabilirsiniz.
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/181/ozgur-bolat/17096/-Ben-dili-iletisimi-cocuklara-nasil-zarar-veriyor)
“Ben dili” kullanan anne, “Benim duygum senin duygundan daha önemli mesajı” verir. Yani, “sen ödev yapmazsan, ne hissedeceğin önemli değil. Benim üzülüp üzülmemem önemli.” mesajı verir.
Değersizlik duygusu da sosyal endişe yaratır.
Kısacası, “ben dili” değersizlik duygusu, değersizlik duygusu da sosyal endişe yaratır. Endişeli bir insan da kendi duygusuyla başetmeye çalıştığı için karşısındakinin duygusunu düşünemez ve empati kuramaz.
Sadece güvende olanlar ve kendi duygularının kabul edildiğini düşünenler empati kurabilir.
EMPATİ KURMAYI ÖĞRETMEK
Peki, bu durumda anne ne söyleseydi, çocuğa empati kurmayı öğretirdi?
Aslında sorulacak ilk soru şu: Çocuk ödev yapmayınca, anne gerçekte neden üzülüyor?
Üzülmesinin çocukla ya da ödevle değil, kendisiyle ilgisi var. Çocuğu ödev yapmayınca üzülmeyen milyonlarca anne var.
Annenin üzülmesinin sebeblerinden bazıları şunlar:
- Çocuk başarısız olursa, başarılı bir anne imajı kendi gözünde ve diğerlerinin gözünde sarsılabilir.
- Hayata hazır bir çocuk yetiştirmezse, yetersiz hissedebilir.
- Başarısız bir çocuk sahibi olduğunu düşünüp, diğer insanlara rezil olabilir.
- diğer insanlar çocuklarıyla övünürken o utanabilir.
- Kendisini sorumsuz görmek istemeyebilir.
- Çocuğunu kontrol edemediğini düşünerek ebeveynlik hissini yaşamayabilir.
- Hatta ve hatta çocuğunun kendisini iyi temsil etmediğini düşünüp, son derece mutsuz olabilir.
Aslında durum çocukla ilgili değil, anneyle ilgili.
İşte anne bunları ifade ederse, o zaman çocuğa empati kurmayı öğretir. Tabii bu babalar için de geçerli.
DUYGULAR KENDİ DAVRANIŞLARIMIZA BAĞLIDIR
Sonuç olarak “ben dili” duygularımızı karşıdaki kişinin davranışlarına bağladığı zaman, empati kurmayı engeller (Senin başarısız olman, senin eksikliğin. Üzgünüm.). Genelde toplum içinde ve çoğu kitapta “ben dili” bu şekilde kullanılır ve zararlıdır.
Ama duygularımızı, kendi davranışlarımıza bağladığımız zaman, “ben dili” empati kurmayı öğretir (Senin başarısız olman, benim eksikliğim. Üzgünüm.).
Bu durumda karşıdaki kişi değersiz hissetmez. Tam tersi sizle empati kurar ve size güvenir. Böylece sorun için de çözüm ortaya çıkmaya başlar.
İşte o zaman mutlu aileler oluşur.
Paylaş