Bakalım eğitimde neler olacak?

ÖğretmenliÄŸin geleceÄŸi masaya yatırılacak.Â

Umarım aşağıda sıralayacağım sorunlar detaylıca tartışılır. İzlenimlerimi ve sonuçları haftaya paylaşacağım.

ÇOCUKLAR DÜŞÜNEMİYORMUŞ

Çoğu öğretmen ‘çocuklar düşünemiyor, fikir üretemiyor’ diye şikayette bulunur.

Çocukların sınıfta sessiz kalmasını yanlış yorumluyoruz.

Çocuklar düşünemedikleri için sessiz kalmıyor. Çocuklar tek doğrunun empoze edildiği sınıf sisteminde, farklı fikirler sunmayı ve düşünmeyi gereksiz bulduğu için konuşmuyor.

‘Öğretmenler sınıfta nasıl düşünme sistemi yaratır?’ sorusu tartışılmalı.

ÇOCUKLAR ÖDEVLERİNİ AİLELERİNE YAPTIRIYOR

Çoğu öğretmen ‘çocuklar ödevlerini ailelere yaptırıyor’ diye şikayette bulunuyor. Çocukların bu hareketini yanlış yorumluyoruz. Çocuklar beceriksiz oldukları için bunu yapmıyor. Çocuklar öğretmenler sürece değil, sonuca not verdiği için bunu yapıyor.

Amaç not olunca, ödevi aileye yaptırtmak en iyi yöntem oluyor. (Bu davranışın etik olmaması zaten kanıksanmış.)

Hem aile hem öğrenci hem de öğretmen bunu biliyor, ama üç maymunu oynuyor. Yani herkes birbirini kandırıyor. Tam bir illüzyon.

Öğretmen ürün yaratırken gerekli olan düşünme sistemine not verse, bu sorun çözülecek.

BÖLÜNMÜŞ OKULLAR

Uzun zamandır devlet okullarının yapısını inceliyorum. Birçok okulda, öğretmenler politik görüşlerine ve sendikalarına göre gruplaşmış durumda. Hatta çoğu okulda öğretmenler arasında düşmanlık ve siyasi görüşlerini çocuklara empoze etme savaşı var.

Merkeze öğrenci konulmadıkça, gelişim sağlanamaz.

GELİŞİM NASIL SAĞLANIR?

Gelişimin olması için değerlendirmenin olması gerekiyor. Değerlendirme gelişim boşluklarını gösteriyor ve ihtiyaç doğuruyor. Ama öğretmenler için bir değerlendirme sistemi olmadığı için gelişim ihtiyacı da olmuyor.

Öğretmen mezuniyet bilgisi ile mesleğini tamamlayabiliyor. Öğretmenlikte kariyer basamakları olmadığı için de yerinde sayma daha da pekişiyor.

SINAV SÄ°STEMÄ°

Gelişme, düşünme kültürü içinde mümkün olabiliyor. Yani  farklı bakış açıları üretmek için sistem sizden düşünme talep etmesi gerekir. Ama müfredatta ve sınavda tek doğru olduğu zaman, öğretmenin amacı sadece bunu aktarmak oluyor. Bu sistemde de düşünme gereksiz kalıyor.

Düşünme gereksiz olunca da öğretmen kendisini geliştirme ihtiyacı duymuyor.

KİMLER ÖĞRETMEN OLUYOR

Birçok öğretmen ile birebir çalışıyorum. Bana göre öğretmenlerin yaklaşık %40’ı öğretmenliği isteyerek seçiyor. Geriye kalan %60 meslek garantisinden veya tatilden dolayı öğretmen oluyor. Ama bu %60’ın %30’u öğretmenliği daha sonra severek yapıyor.

Sonuç olarak şu anda var olan öğretmenlerin %42’si için öğretmenlik bir sevda değil.

Kimler öğretmen olmalı sorusu masaya yatırılmalı.

KAÇ ÖĞRETMENİN İŞİNE SON VERİRSİNİZ?

Seminerlerde öğretmenlere soruyorum: elinizde yetki olsa meslektaşlarınızın yüzde kaçını işten çıkartırsınız?

Yanıt çoğu zaman aynı oluyor: % 80.

Müdürlere soruyorum yanıt % 90’a çıkıyor.

Yani öğretmenler meslektaşlarından memnun değil.

Bütün bu sorunların çalıştayda masaya yatırılmasını bekliyorum. Ben de bu konudaki fikirlerimi beyan ediyor olacağım.

Siz de görüşlerinizi bana yazarsanız ya da facebook sayfamda belirtirseniz orada sunarım.

www.facebook.com/bolatozgur
www.twitter.com/ozgurbolat