Paylaş
Çünkü geleceğini planlayan insanlar riskleri önceden hesaplıyor, daha disiplinli ve çalışkan oluyor, anlık zevkleri erteleyebiliyor.
Ama tabii ki gelecek odaklı yaşamanın riski de var.
Hayatları daha stresli ve endişeli oluyor. İlişkileri ikinci planda oluyor. Hatta ve hatta seks hayatları daha kötü oluyor.
ANI YAŞAMANIN BOYUTLARI
En önemlisi de bu tür kimseler anı yaşayamıyor. Mutlu olmak biraz da anı yaşamakta gizli.
Anı yaşamanın farklı boyutları var.
Araştırmacılar anı yaşamayı üçe ayırıyor: bütünsel yaşayanlar, hedonist yaşayanlar ve kaderci yaşayanlar. Anı nasıl yaşamak gerekiyor acaba?
ANI HEDONİST YAŞAYANLAR
Anı hedonist yaşayanlar hayatın sunduğu bütün zevkleri bedelini ve sonucunu düşünmeden o an yaşamak istiyor.
Uzun vadede sonuç getirecek işler, bu kişiler için sıkıcı oluyor.
Anında karar veriyorlar. “Ulan bir daha mı geleceğiz dünyaya?” diyen grup.
Bu kişiler diğer kişiler ile de daha az empati kuruyor.
En riskli davranışları da bunlar gösteriyor. Hızlı araba kullanan, uyuşturucu kullanan insanlar çoğunlukla anı hedonist yaşayan gruptan çıkıyor.
Tahmin ettiğiniz gibi en çok sigara içen grup da bu grup. Çünkü sigaradan aldığı o anki zevk, ileride doğacak tehlikeden daha önemli.
ANI KADERCİ YAŞAYANLAR
Bu grup da anı yaşıyor ama kaderci bir şekilde. Çünkü kendi inancına göre yapacağı herhangi bir şey geleceği değiştirmeyecek.
Bu grupta, insanların kaderleri önceden belirlenmiştir düşüncesi hakim.
‘Başa gelen çekilir!’ veya ‘Hayırlısı olsun!’ mantığı bu grupta daha çok görülüyor.
Kültürler arasında da anı yaşamak farklılık gösteriyor.
‘Sabah ola hayrola’ veya ‘Yarına kim öle kim kala’ gibi sözler millet olarak anı daha çok bu şekilde yaşadığımızı gösteriyor.
ANI BÜTÜNSEL YAŞAYANLAR
Anı ve mutluluğu gerçek anlamda yaşayan kişiler anı bütünsel yaşayanlar. Bu kişiler hem geleceği hem de geçmişi o anda yaşıyor.
O anda gelecek kaygılarını ya da geçmiş pişmanlıklarını unutabiliyor. Tamamen o anki deneyimi yaşıyor. Tüm duyu organları ile hissediyor. Varoluşu yaşıyor.
Deniz kıyısında hafif bir rüzgar esiyorsa, bazıları gazeteleri uçmasın diye gazete üzerine taşlar koyar, bazıları rüzgar ile ilgili geçmişteki bir anıyı hatırlar, bazıları rüzgar ile gelecekte yapacağı şeyleri düşünür.
ANI YAŞAMAK
Ama anı yaşayanlar rüzgarın esintisini yüzünde, güneşin kızgınlığını bedeninde, deniz maviliğini gözlerinde hisseder.
O sırada kitap okuyorsa, okumanın verdiği zevki, arkadaşı ile sohbet ediyorsa ait olmanın zevkini tüm bedeninde hisseder.
İşte anı yaşamak böyle bir şey. Geçmişi ve geleceği düşünmeden sadece orada olmak.
Gelecek kaygılarından kurtulmak, geçmiş hataları unutmak.
Sadece şimdiye yoğunlaşmak. Var olmanın ve nefes almanın mutluluğunu yaşamak.
Karşıma bir cin çıksa ve bana ‘Dile benden ne dilersen?’ dese, ona ‘bana sadece anı yaşamayı öğret’ derdim.
(Ben de mi anı kaderci yaşıyorum ne? Ben bu işi cine bırakmayayım, kendim halledeyim.)
Paylaş