TAHA Akyol’un "Çok Fikirli Türkiye" (16.05.08) başlıklı yazısını okuyunca, aldığım ilhamla bir yazı yazıp adını "Dünyalar, Fikirler, Felsefeler" koymaya karar verdim. Ama sonra ne olduysa oldu, anılar yüzeye çıktı ve yazımın adını "Yobazlık Kalıcıdır" diye yazdım.
68’İN EN KÖTÜSÜ
Aynı zamanda televizyon programı da yapan yazar, CNN Türk’te 68 kuşağı üzerine Şahin Alpay ile bir program yapmış, aynı gün yayınlanacakmış.
Bakmamızı tavsiye ediyordu.
Bakmadım!
Çünkü "Her Zaman Haklı"lar okulunun temsilcilerini dinlemeye katlanamıyorum artık.
Okumak başka.
Okuyorum.
Ama 68 kuşağının en kötü temsilcilerinden Şahin Alpay’a hiç tahammül edemem.
Ne var ki, üzerine atlamam gereken ilginç bir gözlem ve itiraf var.
Şahin Alpay, Lenin’in "Devlet ve Devrim"ini okuyunca büyülenmiş ve hemen Marksist olmuş.
Maoculuk’tan diploma alıp Stockholm’e kapağı atınca "Marksizm’in dışında da dünyalar, fikirler, felsefeler" olduğunu görmüş.
Bakmış ki Marx’tan başka John Locke var, Karl Popper (Popper olmadan olmaz) var, varoğlu var, geniş bir yelpaze.
BİZDEN DÖNEN YOK
68 kuşağı, bizim kuşaktan 5-10 yaş gençtir.
Bizim kuşakla dalaştıkları çok olmuştur.
Bizim kuşak sıkı bir edebiyat okuru idi.
Dostoyevski, Tolstoy, Gogol, Gorki, Balzac, Zola, Stendhal, Jean-Paul Sartre, Unamuno, John Steinbeck, Hemingway, John Dos Pasos, Faulkner, Rilke; Milli Eğitim Bakanlığı Yunan ve Doğu klasikleri, Descartes, Sait Faik, Halide Edip, M.Ş. Esendal, Y.K. Karaosmanoğlu, Tercüme Dergisi, Türk Şairleri, yabancı şairler...
Bizler (1930’lu aydınlar ve yazarlar) Marksizm’e edebiyattan (biraz da klasik felsefeden) geçtik.
Bu nedenle bizim geçişimiz yumuşak oldu.
Bu nedenle bizim kuşaktan anımsadığım kadarıyla hiç dönek çıkmadı.
Önlerine gelen Marksist metinleri papağan gibi ezberlediler.
12 Mart tufanından sonra nereye döndülerse onun yobazı oldular.
İslam’a dönenler de, liberalizmi seçenler de...
Şimdi bana adlarını saydırmayın!
İkinci Cumhuriyetçilerin çoğu bunlardandır!
MÜTHİŞ BİR SAPTAMA
"Atatürk’ün Bütün Eserleri"nde, Rus ve Türk devrimlerini karşılaştıran müthiş bir saptama var: "Rus ihtilali edebiyatını okuyunuz: Avrupa’nın hiçbir memleketinde ve hiçbir devrinde bu kadar ateşli ve bu kadar kinli bir edebiyat daha yoktur. Tolstoy bile kendisi ihtilal taraftarı olmadığı halde, eseriyle Rus fukarası arasında kindarane bir ihtilal için istemeyerek tohum saçmıştır.// Türkiya’da böyle olmamıştır; Türkiya haricen muzaffer olmadığı için, bütün dünyada ilim ve sanat feyzinin büyük bir kuvvetle yayıldığı devirlerde bunlarla meşgul olmamıştır. Dolayısıyla Türkiya’da ne yüksek bilimsel ve felsefi fikirler, ne de derin ve yeni güzel hisler yaratılamamıştır. Türkiya’da değil bir ihtilal edebiyatı hatta milli bir edebiyat bile pek yeni, ancak son birkaç senelerde kendini göstermiş, henüz doğamaya başlamıştır." (Kaynak Yayınları, cilt 10. S.45)
* * *
Şahin Alpay ve arkadaşları, bulundukları yerlerde hálá öylesine sekterler ki edebiyat açıklarını kapattıklarını hiç sanmıyorum.