KAÇ kez yazdım! Bir kez daha yazacağım: İslam, Türkler için, içine Şamanizm ve hurafe karışmış bir dindir, sadece bir dindir.
İslam, Araplar için, önce bir uygarlık ve kültürdür, konuşulan ve yazılan bir dildir, tarihtir, gündelik hayattır yani her şeydir. Bu İslam’ın içinde İslam öncesine ait yerel inançlar ve hurafeler de kaynamaktadır.
Bu nedenle, bizimkiler, eşitlikten, özgürlükten söz eden (üniversite öğretim üyesi) bir Arap feminist kadının laiklikten hiç söz etmemesine hep şaşırırlar. Bir Türk, ateist ya da İslam karşıtı olmadan, İslami çevrimin dışında kalabilir. Zaten kalmaktadır. Bu durumun, Türk’ün “Etrak-ı bi-idrak” olmasıyla herhangi bir ilişkisi yoktur. Ama bir ateist Arap bile İslami çevrimin (kürenin, ekolojinin) içinde yaşar ve bundan asla rahatsız olmaz. Aslında kurtulamaz!
LAİK ARAP BULMAK
Bu nedenle, devrimci, ihtilalci, cumhuriyetçi, demokrat, feminist, komünist Arap’a sık sık rastlayabilirsiniz, ama laik bir Arap bulabilmek için pertavsız kullanmanız gerekir. Efendim, mesele bundan ibarettir!
Türkiye’den kimse Mısır’a devrimci ve laik bir rejim ihraç edemez ama laik olmayan Türkler Mısır’dan Selefilik, Müslüman Kardeşlercilik ithal edebilir. Zaten etmiştir. Bu ithal mama ile beslenmiş olan bebeler, şimdi, Türkiye Cumhuriyeti’nin iktidar koltuklarında oturmaktadır. Kimse bilir-bilmez konuşmasın! Türkiye’de, YÖK’ün bir türlü diploma eşitlemesini beceremediği kaç el-Ezher mezunu vardır acaba? Bu insanlar neden el-Ezher’e gitmiştir?
Bizim İslamcı ve eyyamcı basına bakarsanız, Tahrir Meydanı’nı dolduran isyancılar başlarına Recep Tayyip Erdoğan kılığında bir devlet kuşunun konmasını beklemektedir. Bir bayan televizyon spikerinin İstanbul’da bulunan (neden acaba?) Müslüman Kardeşler yüksek sorumlularından birine “Erdoğan gibi bir lider mi bekliyorsunuz?” diye sorduğuna bile tanık olduk. Sorunun yanıtını iki gün önce Mısır büyükelçisi verdi: “Türkiye bize örnek olamaz!”
ATATÜRK VARSA GÖNDERİN
İşin aslına bakarsanız, hiçbir aklı başında Arap, R.T. Erdoğan gibi bir “reis” istemez ama R.T. Erdoğan’ın Davoslar’da “One minute” çekmesini bir din kardeşi olarak bekler.
Mısırlılarla yakın ilişkisi bulunan bir okur bana, “Mısırlı ve diğer Arap arkadaşlarım ne diyor biliyor musunuz?” diye sorduktan sonra kendisi cevap veriyor bu soruya: “Bizde Tayyip Erdoğan gibisi çok var, laflarına karnımız tok. Eğer sizde Atatürk gibisi varsa yardıma onu yollayın!” Bu mesajı gönderenler, Atatürk’ü “kâfir” sayan Müslüman Kardeşler değil. Onlar Türkiye’ye benzemek istemiyorlar, Türkiye’nin tamamının kendilerine benzemesini bekliyorlar.
TURİST OLMAK YETMEZ
Başta televizyon ekranında oturup münazara yöneten genç hanımlar olmak üzere, kimileri insan beyninin bilgi salgılayan bir salgı bezi olduğunu sanıyorlar. Mağrip’ten Maşrık’a Araplar hakkında konuşmak için, turist olarak o coğrafyada bulunmak yetmez. Dün adını verdiğim kitapla birlikte Faik Bulut’un (Cumhuriyet Kitap) kitaplarını, Tunuslu Abdelwahab Meddeb’in İslam’ın Hastalığı’nı (Metis), Selin Çağlayan’ın “Müslüman Kardeşler’den Yeni Osmanlılara İslamcılık”ını hemen okumak gerek. Sonra da sıkı bir araştırma yapıp başka kitaplar bulmak. Dikkat! 29.12.10 tarihli yazımın adı “Mısır Türkiye’nin Geleceğidir! idi.