’BALIK kavağa çıksa halk sola ve CHP’ye oy vermez!’ diyorlar. İyi! Ama bunun neresi iyi? Avrupa’da solun iktidar alternatifi olmadığı herhangi bir ülke var mı? Yok!
Türkiye halkı, Avrupa’nın öteki halklarından daha akıllı ya da akılsız olduğu için mi sola oy vermiyor; yoksa özel bir bildiği mi var?
Avrupa’nın öteki halklarından Türkiye halkını ayıran en önemli özellik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık; Türklerin Müslüman olması... Türkler, Müslüman olduğu için mi sola oy vermemeye yeminli? Türklerin bu özelliğini isteyen istediği kadar beğenebilir; beğenenler de göbek atabilir. Ancak:
Sola kapalı toplumlar, demokrasiye de doğal olarak kapalıdır. Sola geleneksel olarak kapalı insan topluluğu henüz "toplum" olamamış yığışımlardır ya da toplumun cemaat evresinden öteye geçememiştir. Tekrar ediyorum: Sol yoksa demokrasi de yoktur! Ne kadar sol, o kadar demokrasi!..
Bir ülkede geleneksel sol yoksa orada demokrasi olmadığı gibi, gizli ya da açık faşizm vardır.
Bir ülke halkının sola oy vermemesinden ancak andavallı faşistler haz duyar!
* * *
Müslüman Türkiye halkının sola oy vermediği doğru, ama bu "doğru" üzerin(d)e düşünmek başka, bu "doğru"yu sapıkça tekrarlamak başka.
Edebiyat yazılarımda kullandığım bir metaforu "sol"a da taşıyacağım: "İnsanın vücudunda pankreas gibi, tükürük bezi gibi salgı yapan şiir bezi, roman bezi yoktur. İnsanın sanatsal üretim yapabilmesi için özel akünün dolması, doldurulması gerekir" derim.
Bunun gibi, insanın vücudunda sol bilincin gelişmesini sağlayacak salgı bezleri yoktur. Siyasal bilinç aküsünün dolması, doldurulması gerekir.
Kapitalist ve totaliter ülkelerde sol bilincin gelişmesini engelleyen binlerce yol vardır.
Türkiye solu 1923-1950, 1950-1990 yılları arasında siyasal iktidarlar tarafından hallaç pamuğu gibi atılmış; bu yetmiyormuş gibi 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül rejimleri tarafından tahtakurusu niyetine ezilmiştir.
* * *
1950-1980 yılları arasında hükümetlerin solcu avcılığı yapan polis ve jandarmasının, MİT’inin yanı sıra Komünizmle Mücadele Derneği, Aydınlar Ocağı, Milli Türk Talebe Birliği (MTTB), Akıncılar Ocağı, Ülkü Ocakları gibi yardımcı kuruluşları da vardı. Bunlar baskılar, baskınlar yaparlar, muhbirlik mesleğinde harikalar yaratırlardı.
Bu tezgáhtan geçenler, sağın siyasal kadrolarını oluşturmuştur. Bunlardan biri olan Hasan Celal Güzel’in McCarthy’ciliği devam ediyor: Yeni Şafak (15.09.08) Gazetesi’nde yayınlanan söyleşide, "Aydın (Doğan) Bey, Anadolu insanı bir Müslüman Türk’tür. Ekibi ise ne yazık ki 68 Kuşağı’nın solcuları. Bunlar pozitivist, laikçi insanlar. Yönetim bunların elinde. Gerginlik buradan doğuyor."
* * *
Hasan Celal Güzel’in kafası "Komünizmle Mücadele Derneği" kafası. Sorsanız ne müthiş demokrat olduğunu söyler. Söyler ama söylediği cümlede ırkçılık, faşizm, laiklik düşmanlığının kurtları kaynaşmakta. Aydın Bey Türk de ekibi Türk değil mi? Laiklik Anayasa’nın 2. maddesinde yer almıyor mu? Güzel’in bu çirkin cümlesi asla unutulmamalı!