MERKEZ sağı toparlamak, bir merkez sağ partide toplanmak istiyorlar ama Türkiye’de merkez sağın işi çok zor. Soldan çok daha zor!
"Merkez sağ" konusunda Türkiye’de herkesin kafası karışık. Benim kafam karışık değil, merkez sağla ilgili bütün gerçek ve doğruları kırk yıldır pırıl pırıl görüyor.
Artık "gerçekten demokratik" tanımlamasını kullanmak istemediğim için "demokratik olarak bilinen ülkelerde" diyeceğim; bu türden ülkelerde merkez sağ kesinlikle laiktir, tutucudur (muhafazakárdır), ama kesinlikle yobaz değildir, dindardır ama dinci değildir; hukukun üstünlüğüne inanır; fırsat eşitliği anlayışı ütopiktir; sosyal devlete karşıdır; eşitlik anlayışı tartışmalıdır. Merkez sağın dışında kalan sağda marjinal partiler vardır.
AKP HEP VARDI
Türkiye’de varsayımsal merkez sağın dışında kalan parti(ler) artık marjinal değil, çoğunluk partileri! Türkiye’nin bir türlü anlamadığı, anlayamadığı bilmece işte burada.
AKP aslında yeni bir parti değil, belki de Türkiye’nin en eski partisi. Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan (CHP) çok daha eski. Ama adı yoktu.
AKP birinci ve ikinci mecliste vardı, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda vardı, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nda vardı, Demokrat Parti’de vardı, Adalet Partisi’nde vardı, Yeni Türkiye Partisi’nde vardı, ANAP’ta vardı, CHP içinde bile vardı. Ama taa 1923’ten 1970’e, siyasal İslamcı (Milli Görüşçü) Milli Nizam Partisi (MNP) kuruluncaya kadar AKP’nin yani siyasal İslam’ın kendi partisi yoktu. "Parti" bütün partilere dağılmıştı. MNP’yi Milli Selamet Partisi (MSP, 1972), Refah Partisi (RP, 1983), Fazilet Partisi (FP, 1997) izledi.
İktidara da geçen bu partilere karşın AKP, Adalet Partisi’nin, Yeni Türkiye Partisi’nin, ANAP’ın içinde varlığını sürdürmekteydi.
Bunu saptamış olduğum için 1980’lerde merkez sağ partilerin Milli Görüş’ün limonluğu ve serası olmaktan vazgeçmesi gerektiğini kaç kez yazdım. O sıralar Necmettin Erbakan, "Onlar bizim gençlik kolumuzdur!" diye merkez sağ partilerle dalga geçmekteydi.
FARKLARI ELİTLERDE
Demokrat Parti’nin, Adalet ve Yeni Türkiye Partileri’nin, ANAP’ın tabanı ile AKP’nin tabanı arasında zihinsel yapı bakımından herhangi bir fark yoktur, bütün fark yönetici elitlerdedir. Ve bu elitlerde Cumhuriyet devrimlerine karşı travmanın gramajı önemli olmuştur.
DP, AP ve YTP’nin yönetici elitleri ile parti tabanı arasında epeyce geniş bir makas vardı. Bu makas DP’den başlayarak gittikçe azaldı. ANAP ile makas daha da daraldı.
Makasın açısı AKP eliti ile tabanı arasında iyice azaldı.
Adnan Menderes ile Recep Tayyip Erdoğan arasında cumhuriyetçilik dışında büyük bir fark yoktur. Adnan Menderes kendisine karşın, istemeden bir cumhuriyetçi idi.
Travmanın doruklarında gezen Recep Tayyip Erdoğan hiçbir zaman cumhuriyetçi ol(a)madı!
KURTLARI DÖKÜLMEDİ
Merkez sağ, AKP’ye kadar karnında İslamcılığın kurtlarını da taşımakta, limonluk ve seralarında İslamcı politikacılar ve militanlar yetiştirmekteydi. 1923’ten bu yana!
Kurtların tamamını dökemeyen varsayımsal Türkiye merkez sağı şimdi büyük ölçüde kendi başına ama müşterisiz.