GELİN isterseniz siyaseti bırakıp biraz etik yani ahlák felsefesi konuşalım. Başbakan'ın Türkiye'nin anayasal düzenini hedef alan ve bu düzeni İslám şeriatına dönüştürmeyi amaçlayan teröre ‘‘Dinci Terör’’ adını bağışlamasından bu yana bu çok gerekli. Hele laik öğretimin temellerini dinamitleyen ‘‘Yaz Kuran Kursu’’ tuzağından sonra.
Bizim Mersin'de, eskiden, özellikle Arap kökenli kadınlar kocalarının adlarını söyle(ye)mezler ‘‘Ya Reşit'in babası!’’ derlerdi. Başbakan da öyle İslámcı terörü, dinci terör olarak vaftiz ediyor, sanki dinci terör deyince akla İslámcı terör gelmeyecekmiş gibi...
* * *
Bu ülkede ‘‘Bana ‘milliyetçiler cinayet işliyor' dedirtemezsiniz’’ diye ortalığa çıkışanlar, vicdan azabı duymadan ‘‘Sol Anarşi’’ ve ‘‘Solcu Anarşist’’ sıfatlarını bol bol kullandılar. ‘‘Anarşi’’ olarak tanımlanan olayları yapan örgütlerin adları yok muydu? Elbette vardı. 1968-1980 dönemi olaylarına katılan bütün aşırı sol fraksiyonların adları, adresleri ve kartvizitleri vardı. Dönemin İçişleri Bakanlarından Faruk Sükan, ‘‘Solcuların nefes alışını bile izlemek’’le övünürdü. Ama Adalet Partisi olsun, Milliyetçi Hareket Partisi olsun, Erbakan’ın Milli Görüş'çü partileri olsun, özellikle, üstüne basa basa ve kötü niyetle ‘‘Sol Anarşi’’, ‘‘Solcu Anarşist’’ sıfatlarını kulandılar, istismar ettiler.
Çünkü butanımların dönemin Cumhuriyet Halk Partisi'ni, Türkiye İşçi Partisi'ni de kapsamasını istiyorlardı. Dönemin anarşi olaylarıyla hiçbir ilişkisi bulunmayan siyasi rakiplerini töhmet altında bırakmak için her türlü siyasal fesatı üretip kullanıyorlardı.
* * *
Sadece bu mu? Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk'ün (1018-1092) Siyasetnáme'sinde yarattığı ve iktidarı tehdit eden Mazdeklere karşı kullandığı küláh uydurmacasını da içleri sızlamadan kullanıyorlardı: Komünist, sosyalist ya da solcu ailelerde evin erkeği eve gelip askıda bir yabancı şapka görürse, ‘‘Bizim hanım meşgul’’ deyip mahallede dolaşmaya çıkarmış... Boynuzlu deyyuslar! Bunlar karılarını başka erkeklerle paylaşırlar!..
Milliyetçisiyle, muhafazakárıyla, dincisiyle sağ politika, sağın politikası Türkiye'de her türlü kara çalmayı, çamur atmayı kendine ilke edinmişti(r).
* * *
Soğuk savaş döneminde, 12 Mart ve 12 Eylül'ün linç ve katliamlarında meşru solun bütün kadroları yok edilmiş ve Türkiye'yi dinci sağa teslim etmek için her şey yapılmıştır. Şimdi ‘‘Sol nerede?’’ diye soruyorlar. Şu anda gerçek sol adına politika yapabilecek kadroların en genci altmış yaşında. Daha gençleri yok edildi, korkutuldu, pıstırıldı, kimileri de ayak değiştirdi. Bu nedenle, Türkiye'nin hedef olduğu terörü adlandırmakta güçlük çekenler, Türkiye'den ve tarihsel Türk solundan (siyasal etik gereği) mutlaka özür dilemelidirler!..