GÜNEY Kore ziyareti öncesi havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı ve eşinin “İlköğretimde başörtüsünü yanlış” bulduklarını açıklamalarının hatırlatılması üzerine, “Ben özgürlüklerin tanımı noktasında bireysel açıklama noktasında değilim. Çünkü, özgürlüklere olan inancım çok farklı” demesi türban fesadının artık ulusal tehlike noktasına(!) geldiğinin trajik bir kanıtı. (Bu “nokta” sözcüğü konusunda özel bir yazı yazacağım.) Bu nedenle “türban” konusunda bir kez daha sondaj yapacağım:
BAŞÖRTÜSÜ DEĞİLDİR İlk yapmamız gereken türban ile başörtüsü arasına geçirimsiz bir Çin seddi çekmek. Bir çağdaş simge olan türban “türban”dır. Geleneksel ve töresel başörtüsü ile hiçbir hısımlığı ve akrabalığı yoktur! Bir çağdaş simge olan türbanın insan haklarıyla, bireysel özgürlüklerle, demokrasiyle, dinle ve kitapla hiçbir ilişkisi yoktur. İslamî cihadın simgesi olarak ortaya çıkmıştır. Şimdi türbanın soyağacını yazalım: Vahhabilik, Selefilik-Müslüman Kardeşler, Milli Görüş (Fransa, Almanya) İslami Cemiyeti ve Türban. Yukarıda yazdığım silsilenin temel amacı toplum içinde toplum, yani paralel toplum yaratmaktır. Yani bir Hıristiyan ya da laik toplum içinde, aidiyetin vatandaşlık değil fakat İslami inanç olduğu bir kavga (cihat) toplumu yaratmak. Bu toplumda cami toplumsal ve dinsel hayatın merkezi olacaktır. Türban da bu hareketin simgesidir. Bilindiği gibi yukarıda belirttiğim silsilenin her ülkede özel siyasal partileri vardır ve Taliban, Hizbullah, Hizb ut-Tahrir, El Kaide gibi örgütler bütün dünyayı ele geçirmeyi ve İslamlaştırmayı hedefleyen bir toplu hareketin silahlı vurucu gücüdür. OSMANLI’NIN BELASI Vahhabilik konusuna birkaç özel yazı ayırmak gerekir ama şimdilik siz kendiniz araştırma yapabilirsiniz. Ben sadece Vahhabiliğin XVIII. yüzyılda Abdülvahab bin Muhammed tarafından kurulan ve Osmanlı’nın başına bela olan bir siyasal tarikat olduğunu söyleyeceğim. Bu tarikat kendisinin dışında kalan Müslümanları kâfir saydığı için şiddet kullanmayı mubah görür. Vahhabilik, Suudi Arabistan devletinin resmi inancıdır. Bu devlet Vahhabi-Selefi inancını dünyaya yaymak için petro-dolarlarını dünyanın dört bir tarafında kullanır. Bütün İslami terör örgütlerinin parasal kaynağı Suudi hazinesine dayanır. Bu para legal planda “İslami eğitim” ve “İslami bankacılık” alanlarında yatırım ve destek olarak kullanılır. KULLANILIYOR SUNUZ Türbanı kendi inançları için taktığını, bireysel özgürlüklerinin gereğini yaptığını ileri süren kızlarımızın, kadınlarımızın bu kirli ilişkilerden haberli olduklarını sanmıyorum. Ancak türbanı bir fesat simgesi olarak kullanan kişi ve örgütlerin uluslar arası şer şebekelerinin içinde yönetici olarak yer almamaları mümkün değil. Türban programı şimdi ikinci evresine gelmiş bulunuyor: Yediden yetmişe bütün kadınları türbanlamak! Bundan sonraki hedef ise Laik Cumhuriyet ile silahlı ya da silahsız hesaplaşmak. Bizim türbanlılar kendi adlarına Cumhuriyet’e direndiklerini sanıyorlar. Vahhabilik tarafından kullanıldıklarının farkında bile değiller.