Tarikat dinden sapmadır kölelik yoludur

BAZI mesajlar beni kuşkuya düşürüyor: Bu insanların beynine çip mi yerleştirmişler, yoksa belli bir hedefe programlanmış robotlar mı?

Yahya Selçuk adlı okurcu da bunlardan biri. Bakın yazılarımdan nasıl bir sonuç çıkarmış:

"CHP tam senlik bir parti, kullanılma tarihi geçmiş, çağdaşlaşmaya çalışmadığı için çağdışı kalmış..."

CIA’nın insanların ve robotların kafasına yerleştirdiği çiplerde var bu cümle.

"Sana ulaşan okurlarını horlayıp onları bir boktan anlamayan yerine koyduğun..."

Doğrusunu söylemek gerekirse, insanlara ve halka a priori saygım, sevgim yoktur. Özellikle de beyninde bir CIA çipi bulunan Yahya Selçuk gibilere.

ÖZGÜR BİLİNÇ YOK

Vatan Gazetesi yazarı Mehmet Tezkan’ı "Tarikatların etkin olduğu ülkede demokrasi olmaz!" (11.08.08) ve "Tarikatların gölgesinde göstermelik demokrasi!" (12.08.08) yazılarından dolayı kutlamak istiyorum. Daha önce de bu konuya değinmiş miydi anımsamıyorum, ama Türk siyasetinin irinli yarasını işaret ediyor.

Türk siyasetine, seçim sistemine ve seçim sonuçlarına tarikatlar açısından baktığımız zaman Türkiye’nin bir feodalite ve aşiret devleti olduğu, seçmenlerin henüz özgür bilinçle tanışmadığı görülecektir. Türkiye’nin modern devletini henüz kuramadığı ve kuruluşun önündeki en büyük engelin de gene tarikatlar olduğu... Nerede kamuoyunu yoklayıp duranlar?

Bu nedenle AKP’nin kapatılması davasında ve ardından Ergenekon davasında bugüne kadar söyleyecek bir laf bulan gazete yazıcıları, tarikatlar ile ilgilenecekler mi? Hiç sanmam, bu konuyu kulakla idare edemezler, ciddi ciddi okumalara girişmeleri gerek.

Ben "Türkiye’nin en büyük düşmanı tarikatlardır!" diye yazayım da en azından bu cümlenin yanlış (!) olduğunu kanıtlamaya kalkışırlar.

1950’DEN BERİ SUÇ

Anayasa’nın 174. maddesi tarafından korunan 30 Teşrinisani 1341 tarihli ve 677 sayılı tekke ve zaviyelerle türbelerin seddine ve türbedarlıklar ile birtakım unvanların men ve ilgasına dair devrim yasası, tarikatları yasaklamıştır.

Daha açık ve okunaklı yazacak olursak: 30 Kasım 1925’ten bu yana tarikatlar yasaklanmıştır.

Peki fiilen yasak mıdır? Hayır!

1950’li yılların başında Adnan Menderes tarafından Nurculuk serbest bırakılarak Anayasa ilga edilmiş ve 30 Kasım 1925 tarihli ve 677 sayılı kanun yok farz edilmiştir.

1950 yılından bu yana gelmiş geçmiş bütün Yargıtay Başsavcıları, Cumhuriyet Savcıları suç işlemiş ve işlemektedirler.

UZLAŞMAK İÇİN DEĞİL

"Uzlaşma! Uzlaşma!" diye höykürenler Cumhuriyet’in en önemli dayanaklarından biri olan 30 Kasım 1925 tarih ve 677 sayılı yasanın iptal edilmesini istemektedirler. O zaman Cumhuriyet düzeninin yapıları, İslamcı düzenin yapıları olan tarikatlarla bir arada yaşayacaktır; Cumhuriyet düzeni yok olacaktır.

Cumadan itibaren 22, 23, 24, 26, 27 Ağustos günleri 2006 yılında yayınlanan bir tarikat dizisini yeniden yayınlayacağım. Ve ondan sonra devam edeceğim: Uzlaşmak için değil elbette!
Yazarın Tüm Yazıları