Paylaş
Bir örnek vereyim: Faik Ahmet Barutçu anılarında İnönü’nün kendisine "Biz Şeyh Said isyanından çok korktuğumuz için Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kapattık. Keşke kapatmasaydık. Demokrasi için iyi olmadı" yazıyor.
Yazıyor ama İsmet İnönü’nün hatıralarında ("İsmet İnönü Hatıralar", Bilgi Yayınevi) Faik Ahmet Barutçu’nun bu savını doğrulayacak tek satır yok. Demek ki anılara tek yanlı teslim olmak son derece tehlikeli.
Buna karşılık "Hatıralar"da şu satırlar var: "Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın programında ’Fırka, efkar ve itikadatı diniyeye hürmetkardır’ sözü büyük reformlar ve inkılaplar yoluna girmiş olan Atatürk idaresi ve Halk Partisi iktidarına karşı muhafazakár bir zihniyetin ifadesi olarak görünüyordu. Halbuki memleket, o günlerde irtica tahrikine karşı her zamandan fazla hassas bulunuyordu [...] Terakkiperver Fırka erkanı, reformcu kimselerdi ama Osmanlı reformcusu idiler." (S. 467)
* * *
Faik Ahmet Barutçu’nun İsmet İnönü konusunda ileri sürdüklerini aslını araştırmadan doğru olarak kabul ederseniz, aynı insanın Adnan Menderes ve Demokrat Parti hakkında yaptığı değerlendirme ve suçlamaları da kabul etmek zorunda kalırsınız.
Bir yazardan bir başka örnek aktarıyorum:
"Yıl 1930; Atatürk ’Cayır cayır yanıyoruz’ diyor; ’Her taraf derin bir yoksulluk, maddi manevi perişanlık içinde, memleketin hakiki durumu ne yazık ki bu’ diye yakınıyor. Çare arıyor. Temmuz ayında Türkiye’ye gelen Paris Büyükelçisi Ali Fethi Bey’le görüşen Atatürk, ’Dışardan nasıl görünüyoruz?’ diye soruyor. Ekonominin çok kötü olduğunu, dışardan yardım almak gerektiğini, diktatörlük görüntüsünün Batı’da iyi izlenim bırakmadığını konuşuyorlar." (Taha Akyol, Milliyet, 25.11.06)
Bu konuşmanın tanıkları kim, bu konuşma kimler tarafından doğrulanmış? Bunları bilmek zorundayız. Çünkü kuduz ağızlılar "diktatörlük görüntüsü"nün üzerine atılmaya hazır.
* * *
Atatürk’ün Söylev’i 1919-1927 yılları arasını kapsadığı için resmi tarihin (!) Serbest Cumhuriyet Fırkası’na dair düşüncelerini bilemiyoruz. Ama bu faslı hem İnönü’nün Hatıralar’ından (S.487-494), hem "Osman Okyar’ın Anıları"dan (s.97) karşılaştırarak okuyabiliriz. Madem ki anılara ve hatıralara başvuracağız, İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan "Kılıç Ali’nin Anıları"nda bu partinin yandaşlarının İzmir’de yaptıklarını birlikte okuyalım:
"Büyük bir kalabalık Halk Partisi binasını ve Anadolu gazetesini taşlamıştı... Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, olaylara müdahale etmek istemiş, fakat kendisi de Reşadiye Polis Karakolu’na sığınmak zorunda kalmıştı." (S.272) "Fethi Bey’in ipin ucunu kaçırdığı ve bu olayların ülkenin başka yerlerine de sirayet edebileceği konuşuldu... Devrimlerin tehlikeye gireceği tartışılıyordu." (S.273)
* * *
İkebana, Japon geleneğinde çiçek düzenleme sanatıdır. Tarihi, herhangi bir yönde, ikebana sanatına göre düzenleyemeyiz.
Paylaş