TEVHİD-İ Tedrisat Kanunu’nun ne anlama geldiğini Büyük Millet Meclisi üyeleri 1921 yılından itibaren bildikleri için söz konusu yasayı kolayca kabul ettiler.
Mustafa Kemal Paşa 16 Temmuz 1921 günü Ankara’da toplanan Maarif Kongresi’nin açış konuşmasında şöyle diyordu:
* * *
"Şimdiye kadar takip olunan tahsil ve terbiye usullerinin milletimizin tarihi gerilemesinde en mühim ámil olduğu kanaatindeyim. Onun için milli terbiye programından bahsederken, eski devrin hurafelerinden ve yaratılış niteliklerimizle hiç münasebeti olmayan yabancı fikirlerden, doğudan ve batıdan gelebilen bütün tesirlerden tamamen uzak, milli seciye ve tarihimizle uygun bir kültür kastediyorum. Çünkü milli dehamızın tam gelişmesi böyle bir kültür ile temin olunabilir. Gelişigüzel bir yabancı kültürü, şimdiye kadar takip olunan yabancı kültürlerin yıkıcı neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür zeminle mütenasiptir. O zemin milletin seciyesidir." (Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara 1959, II, 16-17)
* * *
31 Ocak 1923 günü İzmir’de yaptığı bir konuşma sırasında medreselerin geleceğine değinen Mustafa Kemal Paşa şunları söylüyordu:
"Milletimizin, memleketimizin irfan yuvaları olmalıdır. Bu memleket evládı, kadın ve erkek aynı surette oradan çıkmalıdır." (Age. II,90)
(Bu alıntılar için Erciyes Üniversitesi emekli öğretim üyesi Dr. A. Vehbi Ecer’e teşekkür ederim.)
3 Mart 1924 tarihli ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Mustafa Kemal Paşa’dan yaptığım alıntılar, 14.06.1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun imam hatip liseleriyle ilgili 32. maddesinin bir dalavere olduğunu kanıtlamaktadır:
"İmam hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kuran kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı’nca açılan ortaöğretim sistemi içinde, hem mesleğe, hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır."
Peki değerli köşe yazıcıları Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun özgün metninde "Hem mesleğe, hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır" cümlesi var mı?
Yok! Peki nasıl oluyor?
* * *
Peki Milli Eğitim Temel Kanunu’nun Anayasa’nın laiklik ilkesine ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na aykırı 32. maddesinin iptali için yüksek mahkemelere neden başvuru yapılmadı? Başvuru yapılsaydı mutlaka iptal edilirdi. (Son yazımda açıklayacağım gibi, Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılması davasında aldığı 30.07.2008 tarihli kararı gereğince de imam hatipler tamamen kapatılabilir. Meraksız hukukçulara duyurulur!)
14.06.1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nu 12 Mart faşist askeri rejiminin Naim Talu hükümeti (15.04.1973-26.01.1974) çıkarmıştı.
Aynı askeri rejimin 20 Mayıs 1973’te Necmettin Erbakan’a Milli Selamet Partisi’ni yalvara yalvara kurdurduğunu da anımsayalım. (Devam edecek.)