Sezar’ın hakkı ve laiklik

Şimdi hepsini sıralama olanağım yok, ama 'Güneş balçıkla sıvanmaz', 'Yalnız ekmekle yaşanmaz', 'Güneşin altında yeni bir şey yok', 'Sezar'ın hakkı Sezar'a' gibi dilimize geçmiş özdeyiş ve deyişlerin bazıları Tevrat ve İncil kaynaklı.

Bunlar dilimize çeviri yoluyla girebileceği gibi Osmanlı döneminde birlikte yaşadığımız Yahudi ve Hıristiyanlardan alınmış olabilir. Arkadaşım rahmetli Ali Özoğuz'un sık sık 'Siz Sezar'ın hakkını bana verin o kendi hakkını nasıl olsa alır' demesinin de etkisiyle olacak, bunların arasında en çok hoşuma gideni 'Sezar'ın hakkı Sezar'a'dır...

*

'Sezar'ın hakkı Sezar'a meseli Matta, Markos ve Luka İncillerinde birbirine yakın metinler olarak yer alır. İsa'ya muhalif Ferisiler onu çeşitli denemelere, sınavlara sokarlar. İsa bunların hepsini atlatır ama bu kez bir yenisi çıkar karşısına:

‘‘Bunun üzerine Ferisiler çıkıp gittiler. İsa'yı, kendi söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla düzen kurdular. Hirodes yanlılarıyla birlikte gönderdikleri kendi öğrencileri İsa'ya gelip 'Öğretmenimiz' dediler 'Senin dürüst biri olduğunu, Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. Çünkü insanlar arasında ayrım yapmazsın. Peki, söyle bize, sence Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi?'

'İsa onların kötü niyetini bildiğinden, 'Ey ikiyüzlüler!' dedi. 'Beni neden deniyorsunuz? Vergi öderken kullandığınız parayı gösterin bana!' O'na bir dinar getirdiler. İsa, 'Bu resim, bu yazı kimin?' diye sordu.

'Sezar'ın!' dediler.

O zaman İsa, 'Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin' dedi.

Bu sözleri duyunca şaşırdılar, İsa'yı bırakıp gittiler.’’

(Matta, 22:15-20; Markos, 12:18-27; Luka, 20:27-40)

*

Ben bu meselin hissesini her zaman 'Adil olun!' anlamında algıladım. Ta ki Kilise tarafından kanonik olarak kabul edilmeyen Barnabas İncili'yle ilgili bir inceleme okuyana kadar. İnceleme yazarı, Aziz Pavlos'un yaptığı müdahale ve değişikliklerle Hıristiyanlığı şeriatsizleştirmiş olduğunu ileri sürer: ‘‘Ona göre, şeriat olmasaydı günah olmayacaktı. Şeriat günahları belirlemiştir. Şeriatla dirilen (ortaya çıkan) günahlar insanı öldürmüştür. İnsanın yeniden dirilmesi için de şeriata uymaktan çok, İsa Mesih'e inanmak ve kalben temiz olmak yeterlidir. İsa, kanıyla bütün insanlığın günahlarını temizlemiştir, şu halde ona inanmakla temiz olunacaktır.’’

*

Sıkı bir İslámcı olduğunu tahmin ettiğim yazar bu durumdan çok rahatsız: ‘‘Bütün bu değişikliklerin sonucunda, önce İsa'nın dini insan hayatını tümden kuşatıcı bir nizam olmaktan çıkmış, şeriattan soyutlanmış, iman ve ahlákî kurallardan ibaret laik bir din halini almış, bunun sonucunda da Roma putperestliğiyle rahatça uzlaşabilmiştir. Çünkü Kayser'in hakkı ayrılmıştır.’’

*

Yazarın, Hıristiyanlığın şeriattan soyutlandığı için laik bir dine dönüştüğü cümlesini okur okumaz birçok şeyi anladım. Cumhuriyet'in gökyüzünü dine, yeryüzünü devlete emanet eden girişimini, hukuk ve adaletin laikleştirilerek tekleştirilmesini, eğitim ve öğretimi laikleştiren Öğretim Birliği Yasası'nı ve Cumhuriyet düşmanlarının düşmanlıklarının derin köklerini.

Yazar, Sezar meselinin üç kanonik İncil'de yer almasına karşın, İsa'nın din ile devlet işlerini ayıran sözlerini yok farz edip Hıristiyanlığı laikleştirdiğini ileri sürdüğü Aziz Pavlos'u lánetliyor. Böyle biri Cumhuriyet ilkelerine saygı duyar mı?
Yazarın Tüm Yazıları