Saflığın böylesi

Kıbrıs seçimlerinden önce Türkiye televizyonlarında yapılan canlı yayın tartışmalarda çok tuhaf tutum ve konuşmalara tanık olduk.

Örneğin yaşlı bir Kıbrıslı, deneyim ve tanıklıklarından yola çıkarak, uluslararası ilişkilerde verilen sözlere pek güvenilmemesini, bu nedenle de, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye “Ey Türkiye, Kıbrıs sorununu hallet o zaman belki sana gün veririm” demelerine bel bağlamanın doğru olmadığını, tartışma ve görüşmelerde sıkı pazarlık yapmanın gerekleri üzerinde duruyordu.
Karşı taraftaki Denktaş muhalifi genç bayan:
“Gün verirler, gün verecekler, neden vermesinler?” diye soruyordu.
Bu inancı neye göre, nereden kaynaklanıyordu, hiç belli değil.
Belki de safça inançtan.
***
Son zamanlarda insanların yaşlarıyla düşünce ufukları arasında orantı kurmak çok moda oldu. Yaşlıysanız, ufkunuz dar, aklınız kıt ve geçmiş yüzyılın insanısınız.
Aynı genç bayan, Rauf Denktaş için:
“Yaşlı, geçmiş yüzyılın insanı, 21.yüzyılın insanı değil!” diyordu.
O zaman aklıma bir yazım gelidi: Bir gençlik yobazına verdiğim yanıtta, şöyle demiştim:
“Gençlik iki yerde belki işe yarar: Spor ve yatakta... Ama ikisinde de yetenek gerekir, sadece gençlik yetmez...”
***
13 Aralık gazete haberleri, yaşlı Kıbrıslı mücahid ile Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın kaygılarında ne kadar haklı olduklarını gösteriyor.
Yazı arkadaşım, kadim dostum Yalçın Doğan Brüksel’dan yazıyor:
“İkili görüşmede Danimarka Başbakanı Rasmussen, Başbakan Erdoğan’a: ‘Demokratik kriterleri tam olarak yerine getirseniz, Kıbrıs’ı çözseniz bile, ülkenizde bölgelerarası dengesizlik olduğu sürece, üyelik görüşmelerinin başlaması zor’. ” diyor.
***
Bu cümlenin anlamı şu: Ağrı, Siirt, Van, Hakkari, Şırnak, Bingöl ve öteki doğu ve güney-doğu illerini İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Kocaeli düzeyine çıkartmazsanız, ağzınızla kuş tutsanız bile sizi Avrupa Birliği’ne almayız.
Açık açık konuşalım: Doğu ve güney-doğu illerinin hal ve durumu diken gibi batarken ben de Türkiye’yi AB’ye almam. Hayal görmeyelim.
Kıbrıs sorunu AB’nin istekleri doğrultusunda çözümlenirse Türkiye’nin işinin kolaylaşacağını sananlar kazın ayağının öyle olmadığını en geç mayıs 2004’te öğrenecekler.
***
Avrupa Birliği liderlerinin Brüksel zirvesi sonuç bildirisinde Türkiye’nin itirazına karşın “Güneydoğu’daki kültürel haklarla ilgili adım atılması” cümlesi yer aldı. Avrupa Birliği’ne girmeyi çantada keklik görenler bu cümlenin anlamını çok iyi yorumlamalı, çünkü çok geniş bir anlamı var.
Bildiride, olumlu olduğu ileri sürülen bir cümle de var: “Katılım müzakerelerinin başlaması yolunda, Türkiye’de kaydadeğer gelişmeler olmaktadır.”
Ve bu cümlenin hiçbir anlamı yok!


Yazarın Tüm Yazıları