ERNST E. Hirsch’ten ve "Anılarım" (TÜBİTAK) adlı kitabı ile "Haymatloz, Özgürlüğe Giden Yol" sergisi kataloğundan seçimden sonra söz edecektim. Özellikle de İstanbul Darülfünunu’nun kapatılması (31 Temmuz 1933) ve İstanbul Üniversitesi’nin kuruluşu (1 Ağustos 1933) çerçevesinde Üniversite Reformu (1933) ile Alman öğretim üyelerinin rolünü ele alacaktım.
Ancak Hasan Pulur bir başka bağlamda Prof. Ernst Hirsch’e değindi (Milliyet, 30.06.07). Bu değini, 1967-1968 ders yılında Ülker İnce’nin Muğla Turgut Reis Lisesi’nde yaşadığı bir sınav felaketini aklıma getirdi. Hasan Pulur’un aktardığı ile benim anlatacaklarımı karşılaştırmak son derece yararlı olacak.
* * *
Prof. Hirsch, 1933 yılında Nazi Almanya’sından ayrılarak 1933-1943 yıllarında İstanbul Hukuk Fakültesi’nde, 1943-1952 yıllarında da Ankara Hukuk Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Çağdaş üniversitemizin kurucularından biri sayılabilir.
Prof. Hirsch, yazılı sınavda dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu’nun oğlunu sınıfta bırakır. Bunu öğrenen fakülte dekanı, Prof. Hirsch’e durumu anlatmak ister. Ama notu öğrencinin babasına değil yazılı káğıdındaki başarısına veren Prof. Hirsch kararını değiştirmez.
Birkaç gün sonra, Başbakan Saracoğlu bir tören için Hukuk Fakültesi’ne gelir. Prof. Hirsch’i görür ve yanına gelip şöyle konuşur:
"Çok teşekkür ederim Sayın Profesör, oğluma ne yapması gerektiğini gösterdiniz, umarım sonbahardaki sınavda sizi hayal kırıklığına uğratmayacaktır."
Tek partinin dikta (!) yönetiminde kudretli bir başbakanın böyle bir tepkisi vardır. Prof. Hirsch’in Cumhuriyet’in ne anlama geldiğini anlatan anılarını okumanızı ve çevrenize okutmanızı salık veririm.
* * *
Ülker İnce’nin öyküsü epeyce uzun. Ama kısaca özetleyebiliriz: 1966 yılında iktidardaki Adalet Partisi marifetiyle Aydın’dan Isparta’nın Yalvaç İlçesi’ne sürgün edildi. 1966-67 ders yılında ilçe lisesinde İngilizce öğretmeni olarak çalıştı. 1967-68 yılında birlikte Muğla Turgut Reis Lisesi’ne atandık.
O ders yılı bütünlemeye bıraktığı son sınıf öğrencileri arasında Adalet Partisi İl Başkanı’nın oğlu da varmış. Bütünleme sınavında geçirilmesi için, Milli Eğitim Müdürü ve Vali, Ülker’le görüşmeleri yetmezmiş gibi benimle de görüştüler.
Sınav günü, AP Başkanı’nın oğluna sıra gelince, Vali Yardımcısı komisyon üyesi olarak sınava katılmak istedi. Böyle bir hakkı olmadığı için, Ülker, Vali Yardımcısı’nın sınav odasında bulunmasını kabul etmedi ve sınava başlamadı.
Bu arada dönemin İçişleri Bakanı ve AP Muğla Milletvekili Haldun Menteşe, okula gelip müdürün odasına kuruldu. Bütün baskılara karşın Ülker sınava başlamadı. Bu durum saatlerce sürdü. Bu arada halk, lisenin önünde toplanmaya başladı.
Sonunda Vali Yardımcısı ile İçişleri Bakanı Haldun Menteşe, okuldan ayrıldılar ve sınav komisyonu sınavı yaptı. Ve çocuk o yıl mezun olamadı.
1965-1971 arası eğitim-öğretimin ve öğretmenlerin en kara yıllarıdır. Günümüzün tohumları o dönemde atılmıştır.