Paylaş
“Cumhuriyetsiz Demokrasi” (Hürriyet, 08.06.07; Cumhuriyet Kitapları, s. 170) başlıklı kitabımda yer alan “Cumhuriyet, Demokrat Parti ve Zafer Çağlayan” adlı yazımda seni övmüştüm Ey TÜRKONFED! Bu yazıda adını andığım için de son derece pişmanım!
SUNULAN 3 KOŞUL
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Beysel bana gönderdiği 19 Aralık 2006 tarihli elektronik mektupta meslek eğitiminin selamete çıkması için aşağıdaki üç koşulu öne sürüyordu.
“1. İmam hatip liseleri konusu, meslek eğitiminin değil, din eğitiminin bir alt başlığı olarak ele alınmalıdır. İmam hatip liseleri, meslek lisesi statüsünden çıkartılmalı, sadece din adamı yetiştirmek üzere özel bir statü altına alınmalıdır. Toplumun din eğitimi ihtiyacının karşılanabilmesi için, eğitimciler tarafından alternatifler geliştirilmelidir.
2. İş dünyası, mevcut katsayı sisteminin değişmesini ve ilköğretimden ortaöğretime geçiş sırasında meslek liselerini tercih edenlerin üniversiteye giriş imkânı
olmadığı mesajının ortadan kalkması savunulmalıdır.
3. Meslek eğitimi konusunda ortaya konacak çözümler, kısa vadeli ve uzun vadeli olmak üzere ikiye ayrılmalıdır. Kısa vadeli çözüm, lise mezunlarına çeşitli fonlar (İşkur, AB fonları, OSB kaynakları gibi) kullanılarak, kısa süreli eğitimler vererek, hayat boyu eğitim felsefesi çerçevesinde beceri kazandırmak olmalıdır. Kısa vadeli çözümlerin yanında, paralel çalışmalarda uzun vadeli, örgün eğitim reformları da ayrıca düşünülmelidir.”
3 YIL SONRA
Bünyesinde 8 federasyon, 86 dernek ve 9000 iş insanı üyesi ile önemli bir sivil toplum örgütü olan TÜRKONFED’in yukarda aktardığım üç görüşünü çok ciddi ve doğruya yakın bularak ve heyecanla 12 Ocak 2007 tarihli yazımı yayınlamıştım.
Şimdi aynı Yönetim Kurulu Başkanı aradan geçen üç yılın sonunda “İmam hatipler ‘muhafazakâr genel lise’ler olsun, meslek liselilere katsayı kalksın” anlayışına gelmiş. Ama Sadi Özdemir’in haberinin başına dönelim (Hürriyet, 08.12.2009)
“Açık konuşalım, imam hatiplerin siyasal ve hukuk okumasını engellemek için meslek liselerine katsayı uygulanıyor. Bu okullar zaten fiilen meslek lisesi değil. Sanayide ve serbest piyasa ekonomisinde böyle bir meslek yok. İmam hatip liseleri ‘muhafazakâr lise’ yapılsın. Vatandaş çocuğuna daha fazla dini eğitim aldırmak istiyorsa bu okulları tercih etsin. Bu okullardan mezun olan çocukların istedikleri üniversiteye gitmesi de engellenmesin.”
KESENDEN YE GARDAŞ
Yazıklar olsun! Bu olay bir Orhan Kemal romanında geçseydi Celal Beysel’e “Sen kimin kesesinden yiyon gardaş, kendi kesenden ye!” diye çıkışılırdı.
Celal Beysel kesenin ağzını açıp AB ülkelerindeki mesleki eğitime giden yolu ilköğretim okullarından itibaren inceletsin: Mesleki okulların mezunlarına “lise olgunluk sınavı diploması” almadan üniversiteye gitme hakkı yoktur. Bu yol sırat köprüsünden de beterdir.
Celal Beysel’in dediği yapılır ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun mezarı üzerine pislenirse, 10-15 yıl sonra, bu ülkede iç savaş çıkar. Bana inanmıyorsa ciddi bir pedagog ile sosyoloğa sorsun!
Paylaş