İSLAMCILARIN, Kürtçülerin ve kafalarının arkasında özel programları olanların "Siyasal partilerin kapatılması zorlaştırılmalıdır" sancağı altında toplanmalarına hiç mi hiç şaşırmam. Ayrıca, kendilerince haklıdırlar.
Ama bu saf tutmaları, aynı zamanda, parti kapatmayı gerektirecek iş yaptıklarının ve yapma niyetinde olduklarının da bir itirafıdır. Ne var ki AKP’nin "Siyasal partilerin kapatılması zorlaştırılmalıdır" kervanının önünde yer almasını şaşkınlıkla izlemekteyim. Ayrıca bu türden bir zorlaştırma ayrıcalığının demokrasiye hizmet edeceğine de ancak saflar ve ham hayalciler inanır!
SABIKASI NE
AKP’nin seleflerinin sabıkası ne? Bizzat AKP’nin sabıkası ne?
"Laikliğe karşı eylemlerin odağı olmak!"
Bu karara Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 10’u olumlu oy verdi. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 6’sı partinin kapatılmasını değil para cezasına çarptırılmasını tercih etti. AKP’nin laikliğe karşı eylemlerin odağı (merkezi) olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından saptanmış durumda.
Bu parti, şimdi, bu ve benzer eylemlerinden dolayı ileride kapatılmasının zorlaştırılmasını istiyor. Dikkat ederseniz, laikliğe karşı eylemlerin ocağı, odağı olmaktan vazgeçmeye niyetli olduğunun en küçük bir belirtisi yok. Bu sakıncalı saplantının, uyuşturucu kaçakçılığının serbest ticaret sayılmasını ve ceza yasasından çıkartılmasını istemekten hiçbir farkı yok!
EYLEMLERİN ODAĞI
Anayasa’nın 68. maddesini birlikte okuyalım:
"Siyasal partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez."
Siyasal Partiler Kanunu’nun "Bir siyasal partinin yasak eylemlere odak olması hali" ile ilgili 103. maddesi de, bir siyasi partinin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne aykırı eylemlerin odak halini oluşturup oluşturmadığı hususu Anayasa Mahkemesi’nde belirlenir demektedir.
YÜZDE 10 KALKSIN
Peki güzel kardeşlerim, herhangi bir siyasal partinin herhangi bir fitne ve fesadın ocağı olması şart mıdır ki parti kapatmanın zorlaştırılması istenmektedir.
Eroin mafyasının temel insan haklarıyla, düşünceyi açıklama özgürlüğüyle ilgilendiğini gördünüz mü, duydunuz mu? Aklıma, 12 Mart’tan birkaç gün önce ya da sonra, Ankara’da Yılmaz Güney ile birlikte gittiğimiz Aras adlı bir özel kulüpteki kabadayıların sorusu geliyor:
"Abi yahu, biz bu sosyalizmi kurduğumuz zaman bizim delikanlılık işleri ne olacak?"
Kendilerini Robin Hood sanan "delikanlılar"a verdiğim cevabı bir başka yazımda anlatırım.
Anayasa’nın 68. maddesinde yazılı kurallara yüzde 100 uyan ve uymaya niyetli siyasal partinin kapatmayla ilgili bir sorunu olamaz ve bize kumarhane kabadayılarının sorduğu soruyu sormaz. Siyasal partilerin kapatılması kolaylaştırılmalı ve seçimlerde yüzde 10 barajı kaldırılmalıdır. İşte size bir gerçek demokrasi programı!
Galiba "Şeriatçı ve bölücü partiler hiçbir şekilde kapatılamaz!" yasasının çıkması isteniyor. Ya da şeriatçı sivil darbe hayallerinin önünü açmak!