Övünmek gibi olsun ama Mersinliyim!

BEN aynı zamanda Mersin Uluslararası Müzik Festivali’yle de övünürüm.

Yarın, 21 Mayıs 2009 Perşembe günü Fazıl Say’ın açılış konseriyle başlıyor. Konser yeri: Denizin ortasında bir gemiye benzeyen Kızkalesi. Müthiş bir konser olacağını düşünüyorum.

* * *

Ben aynı zamanda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile de övünürüm. Kadri Şaman’ın halefi Şerafettin Aşut, rahmetlinin yerini layıkıyla doldurmak için elinden geleni yapıyor.

MTSO olağanüstü bir kitap yayınlamış: "İstasyon’dan Fener’e Mersin"

Kitap, Kayatepe İlkokulu üçüncü sınıftaki öğretmenim Macide Merzeci’nin yeğeni Ali Murat Merzeci’nin koleksiyonu üzerine çatılmış. Kitap tasarımı (Tülin Selvi Ünlü, Tolga Ünlü) Mersin’de yapılmış; metin yazarları da tasarımı yapan kişiler. Fotoğrafları çeken usta (Mustafa Eser) Mersinli. Baskı da Mersin’de Başak Ofset’te yapılmış. Baskının renk ayrımı iyi, cilt çok iyi. Elbette Mersin’le övüneceğim; Mersin’i şımartacağım!

* * *

Bu kadar övündükten ve övdükten sonra, kitabın arka kapağında yer alan giriş bölümünü eleştireceğim:

"Mersin binlerce yıllık Anadolu kentlerinin çoğundan az bildiğimiz ve dolayısıyla kendini ifade etmekte zorluk çeken bir kent. Mersin’in içinde yer aldığı coğrafyanın antik dönemine ilişkin bilgimiz, kentin modern dönemine ilişkin bildiklerimizden çok daha fazla. Hüzünlü bir nostaljiyle hatırlanan yakın geçmişi ve doğrudan doğruya kente ilişkin, bir elin parmaklarını geçmeyecek sınırlı sayıda çalışma bulunuyor."

Bu serzeniş Mersin’le ilgili, Mersin’i konu alan yayınlarla ilgili olmalı.

Mersin’in 17 kilometre ötesindeki Tarsus hakkında kaç yayın var? Üstelik Tarsus, Kleopatra ile Markus Antonius’un buluştuğu yer. O zamanlar Berdan Çayı’na gemiler girermiş. Bir zamanlar "Kleopatra Kapısı"na "Gancık Kapı" denirdi. Kim biliyor?

Tarsus, Antakya ile birlikte Roma İmparatorluğu’nun ve Hıristiyanlığın en önemli din ve kültür kentlerinden biriydi Kudüs’ten sonra. Kim biliyor? Aziz Pavlus’un kentidir Tarsus ve Aziz Pavlus "Tarsuslu Pavlus" (Saint-Paul de Tarse) olarak bilinir. Kim biliyor?

* * *

Mersin’le ilgili evrak ve belgeler kurucu ailelerin mirasında aranacak. Belge ve bilgi eğer Müftü Ailesi’nde yoksa, Toroğlu Ailesi’nde yoksa kimde olacak? Benim ailem de kurucu ailelerden biri ama Çavuşlu kökenli köylü. Köylüde belge ne gezer? Her ailede, Mersin’e 1915 yılında yerleşen Kadı Hasan Tahsin’in torunu Ali Merzeci yok ki!

O zaman araştırma kentin kurucularından Levanten ve Hıristiyan Arap ailelerde yapılacak.

Şu anda Mersin ve İskenderun’da yaşayan ailelerle ilişki kurulacak. (Lazkiye’den gelen Nusayri Felahların Türkmen köylüden farkı yoktur.) Sonra Asri Mezarlık’a gidilecek, oradaki Hıristiyan ve Yahudi mezar taşlarında adı yazılı ailelerle ilişki kurulacak.

Kitapta Uray Caddesi diye bir cadde var. "Uray"ın "belediye" anlamına geldiğini kaç kişi biliyor ve bu caddenin bir zamanlar Türkiye’nin Wall Street’i olduğunu kim biliyor?

Ben, Mersin Asri Mezarlığı’da Müslüman, Hıristiyan ve Musevi ölülerin hep birlikte yattıklarını Hürriyet Gazetesi’nde yazdığım zaman, DHA muhabirlerinin çektiği film CNN-Türk’te gösterildiği zaman herkesin ağzı bir karış açık kalmıştı.

Mersin, bu satırların yazarının nenesi (babaannesi) Çakır’ın kızı Fatma ile neredeyse yaşıt. Böyle bir şey nerede görülmüş?
Yazarın Tüm Yazıları