MÜSLÜMAN Kar-deşler’in Mısır’da Türkiye’nin rejiminin benzeri bir yönetim tarzı istediğine dair bir tevatür dolaşıyor ortalıkta.
Laiklik denen o büyük engelle birlikte bunun mümkün olduğunu ve olacağını sanmıyorum. Ancak onların istediği rejim AKP hükümetininkine benzer bir rejim olabilir. O da AKP rejiminin görünen değil görünmeyen yüzüdür. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başbakanı da aralarında olmak üzere günümüz AKP’sinin bütün ileri gelenleri, Hasan el-Benna ve Seyyid Kutup gibi Müslüman Kardeşler önder ve kuramcılarının rahle-i tedrisinden geçmiştir. 1970’li yıllarda bu iki önderin kitaplarını hatmetmişlerdir. Şimdi bile ezberden tekrarlayabilirler! Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Müslüman Kardeşler liderlerini ağırlamış (Cumhuriyet, 04.12.03), ilk başbakanlığı döneminde MK’ya gösterdiği yakın ilgi dolayısıyla Mübarek yönetimini epeyce kızdırmıştı. ATATÜRK’E İYİ BAKMAZLAR Hasan el-Benna ile Seyyid Kutup’un kitaplarının Türkçe çevirilerini bulmak mümkündür ama Müslüman Kardeşler’in ne ve kim olduğunu konu edinmiş kitap hemen hemen yok gibidir. Ben bir tek kitap biliyorum: Yrd. Doç. Dr. A. Vehbi Ecer, ‘Tarihte ve Günümüzde İhvan Ül-Müslimin Örgütü’, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri, 1992-2000. Müslüman Kardeşler’in, Atatürk’e ve devrimci cumhuriyete sempati duyduğunu söylemek mümkün değil. Dr. A. Vehbi Ecer, adını verdiğimi kitabında bu konuda şunları yazıyor: “Çağdaşlaşmayı ve batılılaşmayı Hıristiyanlaşmak ve Müslüman olmaktan çıkmak olarak gören Müslüman Kardeşler (MK), Türk kurtuluş hareketini olduğu kadar Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik ve milli devletin mahiyetini de anlamaktan mahrumdur. Hasan el-Benna ‘İslamın emrini hükümran kılıp ictimai nizamın tatbikini istedikten sonra ‘Bu hüküm yerine gelmedikçe, insanlar Allah’ın hükmüyle hükmetmedikçe herkes günahkârdır’ demekte; Seyyid Kutup ise buna razı olmayarak ‘kâfirdir’ hükmünü vermektedir. Bu sebeple, ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesine ve bu ilkenin sahibi Atatürk’e iyi gözle bakmamaları tabiidir. Hasan el-Benna Türkiye’yi tamamen Batı medeniyeti (zihniyeti) altında kalan ülkeler grubunda sayar. Atatürk’ün inkılap hareketini ve 1924 yılında hilafeti kaldırmasını dinden insanları uzaklaştırma hareketi olarak görür. Hatta Atatürk hakkında ‘Türkiye’de İslam’ı yıkan insan’ tabirini kullanacak kadar insafsız ifadeler kullanırlar.” (s. 92-93) Yazar, sayfanın altında aralarında el-Benna da olmak üzere kaynaklarını açıklar. HEP MISIR ETKİLEMİŞ Müslüman Kardeşler’in ikinci önder ve kuramcısı Seyyid Kutup, İslam şeriatının egemen olduğu tek bir Müslüman devleti düşünmektedir: “Meydanda tek hizip (topluluk, grup) vardır, o da Allah’ın hizbidir. Bunun sayısı hiçbir zaman artmaz. Meydanda tek nizam vardır, o da İslam nizamıdır. Geriye kalanların topu cahiliyet nizamıdır. Meydanda tek şeriat vardır, o da Allah’ın şeriatı!” (s. 99) Tarih boyunca hep Mısır Türkiye’yi etkilemiş ve bunun tersi hiç görülmemiştir. Bu nedenle Müslüman Kardeşler Türkiye’den etkilenmez, tam tersine Türkiye’yi etkiler. Zaten etkilemekte, etkilemekteydi. Mısır laik ve demokratik bir cumhuriyet istemiyor. Onun gönlünde yatan (nasıl olacak ise) adil, merhametli ve açık elli bir Selefi Despot!