14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan ilk demokratik seçimi kazanan Demokrat Parti iktidarının uygulamalarının "karşı devrim" olarak tanımlanmasına ateş püskürürler.
Ve olayı saptırıp CHP’nin jakoben döneminin özlemini çeken jakoben-bürokrat-elit’in (!), halkın demokratik iradesinin Meclis’e yansımasını karşı devrim olarak aşağıladığını ileri sürerler.
14 Mayıs 1950 seçimleri, kuşkusuz, büyük bir halk hareketidir. Halk kendi kaderine sahip çıkmış ve CHP iktidarına son vermiştir. CHP’ye karşı oy veren halk, Cumhuriyet’e ve onun devrimlerine karşı oy vermemiştir. Ancak, CHP’nin içinden çıkmış ve o dönemden sorumlu kişilerin liderliğini yaptığı, seçimin galibi Demokrat Parti, halkın iradesini, planlı bir şekilde, Cumhuriyet devrimlerine karşı yönlendirme politikası uygulamıştır.
* * *
Adnan Menderes’in karşı devrim anlayışını kanıtlamak için gene Şevket Çizmeli’nin "Menderes, Demokrasi Yıldızı?" adlı kitabına başvuracağım ve yazarın, dokuz ciltlik "Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri ve Makaleleri" başlıklı belgesel derlemeden yaptığı alıntıları tanık olarak kullanacağım:
"Millete mal olmamış, millet vicdanına değirmen taşı ağırlığıyla çökmüş olan bazı tedbirleri ortadan kaldıracağız. Millet vicdanına baskı yapmakta olan birtakım tedbirleri, 15-20 sene sonra üzerinde bekçi gibi duracağız, onları mutlaka muhafaza edeceğiz demek doğru mudur?"
"Gene seçim beyannamemizde yazıldığı üzere millete mal olmuş inkılaplarımızı mahfuz tutacağız (koruyacağız)" (S.238)
Adnan Menderes, iktidara gelişinin ilk ayından itibaren bu kararlarını yürürlüğe sokmuştur. Kendisinin ve arkadaşlarının içinde yer aldığı kadronun yaptığı devrimleri ikiye ayırmak karşı devrim değil midir? Karşı devrimci değil de devrimci olsaydı, millete mal olmamış (!) devrimleri millete mal etmeye çalışmaz mıydı?
* * *
Demokrasi fatihi, demokrasi yıldızı Adnan Menderes’in millet ve halk için neler düşündüğünü öğrenelim: "Biz at koşturmuyoruz. Buraya mikrofon koyalım bütün millet dinlesin, karar versin diyor. Millet maddeten her meselede karar veremez. Böyle olsa idi meclise lüzum kalmazdı. Millet dört seneliğine karar verir?" (S.155)
Hani "Yeter söz milletin!" idi? Millet CHP’ye karşı "Yeter söz milletin!" desin, ama kendisine, DP’ye karşı dört yılda bir gün konuşsun! İşte demokrasi yıldızının zihniyeti!
* * *
Sol ve özgürlükler için neler düşündüğünü, neler yaptığını kendi ağzından dinleyelim: "İrtica ve ırkçılık gibi ayırımcı cereyanlar, solculuk maskesi altında yürütülmektedir" (S.239). "Biz bugünün şartları içinde aşırı sol cereyanları fikir ve vicdan hürriyeti mevzuunda mütalaa etmek gafletinde bulunmayacağız" (S.220). "Dünyanın her tarafında hürriyet rejimleri, hürriyetleri ifrata götürmek suretiyle yıkılır" (S.166).
Menderes’in demokrasi ve özgürlük ilkesi: Sağ ve irticaın önünü açacaksın, solun önünü tıkayıp ümüğünü sıkacaksın! AKP’ye göre üç demokrasi yıldızından biri Adnan Menderes idi. Öteki ikisi ise Turgut Özal ile Recep Tayyip Erdoğan.