Mersin’e dair

UZUN zamandır Mersin’e dair bir şey yazmadım. Zaten bir yıldır yolum düşmedi. Aşağıda okuyacağınız mektubu alalı aylar oluyor.

Yayımlamadan önce beklettim. Mektup yayınlandığı zaman Mersin’de olayım istedim. Bu yazıyı okuduğunuza göre, demek ki, Mersin’deyim.
* * *
“Size Mersin’de yaşayan sanat dostu bir kardeşiniz olarak bazı sitemlerimi belirtmek için yazıyorum, sitemim sadece size değil, önce Mersin’deki sanat kurumlarına, daha sonra da ulusal sanat kurumlarına, konu edineceğim kişileri siz de yakından tanıyorsunuz zaten.
İlk bahsedeceğim insan rahmetli Doğan Akça, vefatında verilen sözler vardı; atölyesi korunacak ve onun çalışmaları orda sergilenecekti ama daha bir yıl olmadan atölye boşaltıldı ve dağıtıldı, ve ölüm yıldönümünde hatırlanmadı bile, bunu eşi Ayfer abla üzüntü içerisinde biz dostlarına söyledi, seneler geçmesine rağmen hizmet verdiği kurumlar tarafından da hatırlandığını görmedik, bu ayıp Mersin ve Mersin’de yaşayan bizlere yeter derken bir vefasızlık örneğine daha tanık olmanın sıkıntısını yüreğimde hissettim, o da Devlet Sanatçısı Prof. Nevit Kodallı’nın ölümünün birinci yılında dahi hiçbir yerde anılmayışı ve hatırlanmayışıydı.”
* * *
“Nevit Kodallı’yı, Mersin Polifonik Korolar Derneği’nin bir üyesi olmam nedeniyle emekli olup Mersin’e yerleştiğinden beri ailecek tanımaktayım.
Vefatı sonrası Mersin’in ve yurdumuzun yetiştirdiği önemli müzik adamlarından biri olan Kodallı’nın gelecek kuşaklar tarafından da bilinip hatırlanması amacıyla başta Mersin Opera ve Balesi Müdürlüğü’ne, Mersin Uluslararası Müzik Festivali Yönetimi’ne, İçel Sanat Kulübü’ne, Polifonik Korolar Derneği Yönetimi’ne bir yazı ile müracaat ederek Nevit Kodallı’nın anısının yaşatılması amacıyla Mersin Operası fuayesine onun eserlerinin ve eşyalarının sergilendiği bir köşe yapılmasını ve dünya opera binalarında olduğu gibi Mersin’in yetiştirdiği önemli müzik adamının bir heykelinin dikilmesini istemiştim. Bu konuda hiçbir yanıt alamadığım gibi en azından vefatının 1. yıldönümünde anılacağını düşünmüştüm, böylesine bir girişim bugüne kadar olmadı. Bu beni çok üzmüştür, bu kadar vefasız olmamalı bu toplum.”
(Mektubu gönderenin adını silip attım. Kim olduğu sorulduğunda hatırlamamak için.)
* * *
Doğan Akça mahalle ve lise arkadaşımdır. İşadamı idi, Birinci Körfez Savaşı’nda iflas etti ve ülkemizin en önemli naif ressamlarından biri oldu. Hiçbir adil sanat tarihçisi, kitabında, antolojisinde onu unutamaz. Nevit Kodallı, çağdaş müziğimizin temel taşı bestecilerinden, öğretmenlerinden biri. Bu iki insanın Mersinli olması, (onun) Toroslar’ın güneyinde bir Akdeniz liman kenti olması kadar büyük bir şanstır. Mersin adı biraz da ikisi sayesinde biliniyor. Onlar, Mersin’e doğanın bir armağanıdır! Her kent, her ülke büyük insanlarına borçludur. Ben Mersinlilerin akıllı ve vefalı olduğuna inanırım! Daha ne yazayım?
Yazarın Tüm Yazıları