BUGÜN bazı romanlardan, bu romanların bazı cümlelerinden söz edecektim. Başbakan’ın “Menderes’in vasiyeti yerine gelecek!” sözü beni kışkırttı. Oysa çoktandır Başbakan’la ilgilenmemeye karar vermiştim.
Başbakan Aydın’da konuşuyor. 6 Ağustos tarihli Hürriyet’ten aktarıyorum: “Erdoğan, Menderes’in ‘Dirimden korkmayacaksınız ama Adnan Menderes’in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek’ sözlerini hatırlatarak, ‘12 Eylül 2010 Adnan Menderes’in vasiyetinin yerine getirileceği tarihtir’ dedi. Kendisine Menderes’in akıbetinin hatırlatıldığını belirten Erdoğan, ‘Bana, Tayyip Erdoğan, Menderes’in akıbetini bilmiyor musun? diyorlar. CHP de MHP de, seni Yüce Divan’a göndeririz, diyorlar. Biz bu yola beyaz gömleğimizi giyerek çıktık. Ruhumuzu, bedenimizi bu uğurda vakfettik. Bir canımız var, bunu Allah’tan başkası alamaz. Bu uğurda feda etmekten kaçınmayız’ diye konuştu.” DUYGUSAL SÖMÜRÜ Tam anlamıyla bir böbürlenme, bir mugalata (demagoji)! Şu anda Türkiye’de kimse Menderes’in idamını onaylamıyor. Onun trajik kaderinin tekrarlaması mümkün değil. Bu durumda bu kaderden medet umma duygusal sömürü değilse nedir? 27 Mayıs 1960’tan önce Anayasa Mahkemesi ve Yüce Divan gibi demokratik olanaklar olsaydı, darbeye gerek kalmaz, Menderes büyük bir olasılıkla asılmazdı. CHP ve MHP, Başbakan’ı Yüce Divan’a gönderebilirler mi? Gönderebilirler! Ama ilkin seçim kazanıp iktidara gelmeleri gerek. Tabii dürüst seçim yapılırsa! MENDERES’TEN FARKI 27 Mayıs 1960 tarihinde 23 yaşında ve dünyadan haberli bir yükseköğrenim öğrencisi olarak Adnan Menderes’in hiç de özenilecek bir siyasetçi olmadığını söyleyebilirim. Menderes ile Başbakan’ın aile düzeni anlayışlarının çeliştiğini ileri sürüp didiklemeye tenezzül bile etmem. Ancak Menderes’in zengin bir toprak ağası olarak başbakan olduğunu söyleyebilirim. Başbakan, belediye başkanı ve başbakan olduktan sonra zenginleşti. Fark bu! Başbakan’ın dediğine bakılırsa, Aydın vilayeti kendilerine (AKP’ye, Başbakan’a) “Bir yiğidin, bir özgürlük kahramanının, bir demokrasi şehidinin, merhum Adnan Menderes’in emaneti” imiş. ÜLKEYİ BÖLEN KİŞİ Adnan Menderes kimilerine göre bir “yiğit” olabilir ama bir “özgürlük kahramanı”, bir “demokrasi şehidi” olduğu tamamen gerçek dışı bir yakıştırmadır. Adnan Menderes milletvekillerine “Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz”, “Odunu aday yapsam seçtiririm” diyen siyasetçidir. Cumhuriyet Devrimleri ile başı hoş değildir. Vatan Cephesi’ni kurarak ülkeyi ikiye bölen kişidir. Benim yaşımda olanlar onun “Orduyu yedek subaylarla da idare ederim!” dediğini çok iyi anımsarlar. 2010 yılında bir Başbakan’ın onu öykünmesi ve intikamını almaya kalkışması tarihi bir hatadır.