Paylaş
Anayasanın giriş bölümünde ise “Japon halkı” deyişi üç kez yer alır. Ve bu Japon halkı, giriş bölümünde yer alan ideallere bağlı kalacağına “ulusal onur” üzerine söz verir, yemin eder.
Müttefik İşgal Kuvvetleri Başkomutanı olan General Douglas MacArthur’un taslağından büyük ölçüde yararlandığı için ona “MacArthur Anayasası” da denir.
Demek ki neymiş; Japon İmparatoru halkın birlik ve bütünlüğünün simgesi imiş. Yüzde yüz Japon insanının ikamet etmediği Japonya’da bir “Japon halkı” varmış. Kuşkusuz keramete kıç attırarak “Japonya halkı” demek de mümkündür.
Yemin ederim ki: Bu milliyetçi(!) ve ırkçı(!) anayasanın ilham kaynağı Türk Kemalizmi olmayıp ABD Pentagon’udur.
İŞADAMI CEM BOYNER
Cem Boyner, TÜSİAD’ın düzenlediği “21. Yüzyılda Devlet ve Birey” toplantısında “Bireylerin mutluluğu bölünmeden daha önemlidir” demiş. Ama çok önemli bir ipucu ve gösterge olan “bireyler” sözcüğü “insanlar”a dönüştü ağızlarda. Oysa “birey” başka “insan” başka, “bireyler” başka “insanlar” başka. İki kavramın birbirine karışmadığını bu iki sözcüğe “cı” takısı eklendiği zaman görürüz: “Bireyci” ve “insancı”, “bireycilik” ve “insancılık”, “bireycil” ve “insancıl”. Cem Boyner’in kullandığı “bireyler” sözcüğü çoğul olsa da “tekil”dir, tekil! Bal gibi kapitalist bireycilik!
İşadamı Cem Boyner yaptığı açıklamanın Türkiye’nin bölünmesini istediği gibi yorumlanmasına tepki gösteriyor: “Özgürlüğün, hakların önemli olduğunu başka kutsal örnek üzerinden açıkladım. Bölünmemek ne kadar kutsalsa, özgürlük de en az onun kadar kutsaldır, dedim. Bu sözlerimden bölünmeyi desteklediğimi düşünmek ancak kötü niyetle veya duyduğunu, okuduğunu anlamamakla açıklanır.” Öyle mi acaba? Aram Ekin Duran’a göre, Cem Boyner, “Bireyin onuru devletten önemlidir. İnsanların onuru, hakkı ülkenin bölünmesinden, devletin varlığından daha önemlidir” (Radikal, 24.03.11) demiş. Der!
İŞÇİNİN HAKKINI VERSENE
Bunlar laf şehvetiyle söylenmiş bayat, sıradan sözler. Hem birey onuru hem de devletin onur ve önemi aynı saflarda bulunamaz mı? Elbette bulunur efendim!
Bireyi savunan işadamı Cem Boyner’e şu sorular sorulabilir: Bireye bu kadar önem veriyorsunuz da “birey” işçilerinize emeklerinin hakkını neden tam ödemiyorsunuz? Kârınızdan neden pay vermiyorsunuz, sendikalaşmalarını desteklemiyorsunuz? Kendinizce sıkıntıya düştüğünüz zaman neden ilk önce işçileri işten çıkarmak aklınıza geliyor? İşçi bireylerin de insanca yaşama özgürlükleri yok mu?
Özgürlük soyut bir kavram değildir, somuttur, elle tutulur! TÜSİAD olarak, bir zamanlar Komünizmle Mücadele Derneği’ne neden düşünsel ve ruhsal yakınlık duydunuz? 12 Mart ve 12 Eylül’ü neden desteklediniz, Ecevit hükümetine karşı neden bildiri yayınladınız?
Cem Boyner’in sözleri TÜSİAD’ın kıdemli üyeleri tarafından desteklendiği için yukarıdaki soruları çekinmeden sorabiliriz.
Paylaş