"KONYA Balcılar’daki yurt binasının patlama sonucu çökmesi sonucu yaralanan ve Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavisi devam eden Şerife Atayer’in (12) babası Ahmet Atayer, yurt hocaları, yöneticiler ve binayı yapan müteahhitte ihmal bulunmadığını, ihmalin gaz kaçağı durumunda önceden haber veren uyarı cihazı yerleştirmeyenlerde olduğunu ileri sürdü.
Hastane önünde açıklama yapan Atayer, maliyeti çok düşük cihazın bulundurulmamasının, yaşanan acı olayda çok sayıda öğrencinin ölmesine ve yaralanmasına neden olduğunu kaydederek ’18 çocuğa değer miydi? Gaz kaçağını bildiren bir cihazın maliyeti ne kadar? Bu sorgulanmalı. Bizim çocuklarımız baleye, diskoya, bara gitmiyor, köpük banyosunda ölmüyor. Bazı medya grupları neden abartıyor, aklım almıyor.[.....] Yaralı babası olarak şikáyetim yok’ diyor." (Milliyet, 04.08.08)
ŞEREF KÜRSÜSÜ
Mahkeme divanını kurmadan önce Işıl Özgentürk’ün aynı konuda yazdığı nefis yazıyı (Cumhuriyet, 05.08.08) şeref kürsüsüne çıkarmadan olmaz:
"18 küçük kızdan Leyla Semerci’nin fotoğrafı gözlerimin önünden gitmiyor. O 13 yaşında okuyup öğretmen olmak isteyen bir küçücük kız çocuğuydu. Fayans döşeme ustası olan babası sürekli işsizdi. Ve küçük kız, ev kirasını ödemekte zorlanan ailenin sürekli ev değiştirmesi nedeniyle bir yıl içinde üç ayrı okula gitti. Sınıfını takdir belgesi alarak bitirdi ve anneannesi onu üç öğün yemek çıkarıldığı için Balcılar’daki Kuran kursuna yazdırdı. Ve bir gece patlama oldu ve küçük kız çocuğu gerçekten bir melek gibi dönüşsüz bir uykuya daldı."
İNSAN KILIKLI BABA
Leyla Semerci’nin trajik ölümünü, öteki ölümleri ve kendi kızının yaralanmasını bale, disko ve bar densizliği ile geçiştirmeye kalkışan insan kılıklı babaya hiçbir sözüm yok. Ahmet Atayer ya korkudan ya da tarikat disiplininden dolayı suçu Vakit Gazetesi’nin gösterdiği hedefe yüklüyor.
Ben bunlarla uğraşacak değilim. Benim Ankara Adalet Sarayı’nda (2. kat) Çocuk Hakları Merkezi’nden sağladığım bilgileri, Konya savcıları da aynı bölgenin avukatları da edinebilirler. Şimdi, patlamada ölen ve yaralanan çocukların ailelerini, velilerini mahkeme önüne götürecek yasa maddelerini yazıyorum:
TÜRK CEZA KANUNU (TCK):
Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali (Madde 133, 1-2-3).
Suçu Bildirmeme (Madde 278, 1-2-3)
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ:
Çocuğun Yüksek Yararı (Madde 3, 1-2-3)
Yaşam ve Gelişme (Madde 5)
Ana-babanın Sorumlulukları (Madde 18, 1-2-3)
Suiistimal ve İhmalden Koruma (Madde 19, 1-2)
SAVCILAR VAR! MI?
Kurbanların aileleri, velileri Türk Ceza Kanunu’na ve Türkiye’nin taraf olup imzaladığı uluslararası sözleşmelere göre suçludur.
Ancak bunu ben buradan kanıtlayamam! Savcılar var! Mı? Göreceğiz!