’KOMPLO teorisi fesadı" da ne demek? Ne demekse ne demek! Zaten "komplo" ile "fesat" eşanlamlı iki sözcük, biri garbi ecnebice, öteki şarki ecnebice; harbisi "la conspiration"!
BOP EŞBAŞKANI
Milliyet’in ağır topu Taha Akyol üstat, "ABD’nin Türkiye’yi ’şeriatı ılımlı uygulayan bir İslam devleti’ yapma projesi yoktur! Böyle bir proje Amerikan çıkarlarına aykırıdır üstelik" ("Komplo Teorisi" başlıklı yazısından, 04.07.08) diye buyuruyorlar. Eh akan sular durur! Buna "Komplo teorisi fesadı" denir.
Ama bazı suların akması durmuyor: Ilımlı İslam projesi Büyük Ortadoğu Projesi’nin çok önemli bir parçasıdır ve Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut Başbakanı da bu BOP’un anlı-şanlı eşbaşkanıdır.
Ben şimdi bir fesat kıranlık yapacağım: ABD’nin BOP gibi bir Ilımlı İslam Projesi de vardır. İki ay önce ABD’nin Demokrat ve Cumhuriyetçi yetkililerin ağzından kendi kulağımla duydum ve konuyu kendi ağzımla tartıştım. Adamlar AKP’nin kapatılma davasına çok bozulmuşlardı.
Heyhat! ABD nereden bilecek kendi çıkarını, üstat Akyol daha iyi bilir. Kim bilir belki de adamlar benimle dalga geçiyordu. Kim miydi bu ABD’li adamlar? Bana bu adamlarla nerede ve nasıl konuştuğum, adamların ad ve görevleri ve de tanıklar kesinlikle sorulmasın.
Ben "Böyle bir projenin Amerikan çıkarlarına aykırı" olup olmadığını bilemem tabii Üstat Akyol gibi. Ama böyle bir projenin Türkiye’nin çıkarlarına düşmanca aykırı olduğunu çok iyi biliyorum.
KISIR KATIR SENTEZİ
"İslam’la Demokrasi’nin bağdaştığını Türkiye’de kanıtlamak zorundayız. Bu konuda ABD başarısız olmayı göze alamaz!"
Bu cümle haziran ayında son derece önemli bir ABD temsilcisi tarafından bana ve eşim Ülker’e söylendi. Tartışmanın konusu Ilımlı İslam ve Büyük Orta Doğu Projesi idi.
İslam’la demokrasinin bağdaştığını kendi özel yapı ve önlemleri ile Türkiye Cumhuriyeti kanıtlamış durumda. Daha doğrusu ABD ve benzerleri Türkiye’nin içişlerine burunlarını sokup ortalığı karıştırmadan, siyasal İslam horozu ötmeden önce kanıtlanmış durumdaydı.
Türkiye Cumhuriyeti ile İslam, İslam’ın gösterge ve referanslarının eksen ve bağlamında değil laikliğin mihenk taşı olduğu bir bağlamda buluşmuş idi. "Bağdaştı" ya da "uzlaştı" demiyorum özellikle. Dikkat edilirse bir sentezden söz etmiyorum. Çünkü din ile laikliğin sentezi olmaz, olur ise (?) ortaya bir kısır katır çıkar.
YULARI ABD’DE İKTİDAR
ABD ve AB laikliğin yol gösterdiği bir rejim istemiyorlar Türkiye’de. Laiklik, Kemalist Cumhuriyet’in temel direği. Türk tipi bir laiklik ve Türkiye Müslümanlığını değil de "Ilımlı İslam"ı tercih edenler Türkiye Cumhuriyeti’ne laiklik, Kemalizm, CHP ve TSK cephelerinde savaş açmış durumdalar. Bu savaş hiç de yeni değil 1923’ten bu yana sürüp geliyor. Cumhuriyet’e karşı kutsal savaş açmış olan ortaklık 2002 yılında AKP’yi iktidara getirdi. Şimdilerde TSK’nın onurunu kırmak için AKP’yi, İslamcıları, tarikatları, neo-liberalleri, eski solcu lejyonerleri kullanıyor. Amaç: Silahlı Kuvvetler’i itibarsızlaşmış, solu ve CHP’si iğdiş edilmiş, bütün kurumları İslamileştirilmiş, bir Ilımlı İslam Cumhuriyeti’ne dönüştürülmüş Türkiye. Ve iktidarda yularını ABD’ye teslim etmiş bir İslamcı parti. "Ilımlı İslam" işte bu!
ABD, yüzümüze söylendiği gibi, işte bu konuda başarısız olmaya katlanamaz, katlanamıyor!