ALMANYA Deniz Feneri Derneği’nin iç ettiği yardım paraları nereye gitti? Alman mahkemesinin kararına göre Türkiye’deki Kanal 7 televizyonunun finansmanına, Kanal 7 yöneticilerinin yaptığı dağıtıma göre İslamcı örgütlere ve AKP’ye gitti.
Zimmetine para geçiren banka müdürü ne yapar? Varsa, metresine ev, araba, ziynet alır. Metres ya da kapatma yoksa aynı şeyleri karısına alır.
BATIR, PRİM AL!
Banka, para ve borsa krizi; Amerika, Avrupa ve Asya’daki 53 borsadaki 50 bine yakın şirketin değerini silip süpürmüş. 2007 yılının temmuz ayında başlayan ve bu yılın başından itibaren dünyanın bütün ekonomilerini sarsan küresel krizin yol açtığı kayıp 18 trilyon doları aşmış (Necdet Çalışkan, Cumhuriyet, 10.10.08). "Aşma" sel gibi kabarıyor!
Bu para nereye gitti? Para başka bankaların, başka şirketlerin kasasına gittiyse krizin bu denli olmaması, hatta hiç olmaması gerekir.
Eskiden kereste tüccarı Coni iflas ve intihar eder, alacaklıları ailesinin ümüğünü sıkıp malını mülkünü satardı. Ya da zimmetine para geçiren banka müdürü kodesi boylardı.
Oysa günümüzde banka batıran CEO’lara milyonlarca dolar prim veriliyor. Bu ne iştir?
Anladığım kadarıyla ekonomistler bu dalavereyi iyi anlatamıyorlar. Binlerce banka ve şirket yöneticisinin tutuklanması gerekmez miydi? Neden tutuklanmıyorlar, bunun anlatılması gerekiyor. Demek küresel ekonominin yasası böyle! Mi?
Benim anladığıma göre para on kilo, ama gölgesi on bin kilo. On kiloluk parayla değil, on bin kiloluk gölgeyle alışveriş yapmışlar. Gölge bankacılığı, hayaller ekonomisi!
Afrika’da topu atan borsa yok, kárı kediye yükleyen şirket yok, ama bu krizden en çok Afrika’nın yoksul halkları ve bizim Ayşe teyzeler etkilenecek. ABD, Asya ve Avrupa’da uçup giden 18 trilyon gölge dolar, gerçek dolar halinde yoksul halkın cebinden çıkacak ve küresel ekonominin müflisleri, yani kapitalizm ve neo-liberal ekonomi finanse edilecek. Benim şair kafam olan-biteni böyle anlıyor. Yanlışım varsa bir ekonomistin bana yanlışımı göstermesini, gerçeği öğretmesini rica edeceğim. 18 trilyonluk hayali para, yoksulların cebinden çıkacak mı, çıkmayacak mı? Yitirilen hayali para operasyon sonunda gerçek paraya dönüşecek mi, dönüşmeyecek mi?
YÖNETENLER MARKSİST Mİ
Aileler yıkılacak, yoksul daha yoksul olacak, orta sınıf yoksullaşacak, ekonomik gelişme hemen hemen duracak, işsiz yığınlar katlanacak, dünya cehenneme dönecek. Ama, durum böyleyken, Karl Marx’ın haklı olmadığını kanıtlamaya çalışanlar var. Haklı olsa ne olur, olmasa ne olur? "Kriz kapitalizminkrizi değil, yönetişim krizidir" diyenler var. "Kriz kapitalizmden kaynaklanmıyor, kredi kuruluşlarını aşırı risk almaya teşvik eden hükümet politikalarından kaynaklanıyor" diyenler var!
Öyledir zahir! Ama yanlış politika uygulayan hükümetler sosyalist, komünist, Marksist hükümetler mi? Değil! Kapitalist politikalı hükümetler değil mi bunlar? Kıvırtmak olanaksız: Kapitalizm de, neo-liberalizm de, küresel ekonomi de öldürücü bir yara almıştır.
Temel soru şu: Kapitalizm ve türevleri sosyal adaleti sağlıyor mu, sağlamıyor mu? Her krizin bedelini yoksullar ödemiyor mu? Yoksa Karl Popper’in Marksizme en büyük felsefi darbeyi(!) indirmiş olduğu iddiası fasafiso değerindedir!