“Kar garantisi sözü verene kanmayın!”

Yolsuzluğun herhangi bir ideolojisi olmadığını koskoca Din İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Prof.Dr.Mehmet Aydın doğruluyor.

Devlet Bakanı Prof.Dr.Mehmet Aydın eylül ayının ilk haftası içinde Paris’te “Sermaye Piyasaları Tanıtım ve Bilgilendirme Toplantısı” ve “Yatırımcıyı Bilgilendirme Programı” çerçevesinde yaptığı toplantıda şöyle konuşuyor:

“Bu toplantıların temel sloganı ‘Yatırım için iyi niyet yetmez, bilgi şart’ şiarı belirlenmiştir. Böylece yurtiçi ve yurtdışında hangi hisse senetlerine, hangi şirketlere, hangi kurumlar aracılığıyla yapacaklarsa yatırım kararlarını verirken esas olarak iyi niyete değil bilgiye dayanmaları gerektiği vurgulanıyor. Özellikle yurtdışındaki vatandaşlarımız vatanlarına yatırım yapma ve onun gelişimine katkıda bulunmaya yönelik temiz ve iyi niyetli duyguları bazılarınca yanlış yönlendirilmekte ve ‘kar garantisi, geri satın alma garantisi’ gibi kavramlarla olmayacak şekilde yasal olmayan alanlara ve sonu belli olmayan mecralara sürüklenebilmektedirler. Bunun sonucunda ise vatandaşlarımızın azımsanmayacak miktardaki tasarrufları ise heder olabilmektedir.”
***
Bakanın konuşmasının gündelik dile tercümesi şöyle: Bazı madrabazlar banka faizinin İslâm dinine göre caiz olmadığını, ancak faiz yerine kâr payı dağıtan şirketlere para vermenin İslâmca haram sayılmayacağını ileri sürerek müminlerden para toplamışlar ve İslâmi sermaye oluşturmuşlardır. Dindar Avrupalı Türklerden para toplayan bu İslâmi sermaye holdingleri kâr payı dağıtmadıkları gibi çoğu zaman ana parayı da iç etmişlerdir.
Görüyorsunuz, dini bütün (!) İslâmi sermaye holdinglerinin din kardeşlerini nasıl dolandırdıklarını Türkiye Cumhuriyeti’nin Devlet Bakanı üstü kapalı olarak anlatıyor ve halkı uyarıyor: Sakın ola İslâmi sermayenin tuzağına düşmeyiniz!
***
Başbakan R.T.Erdoğan’ın, İslâmi sermaye tarafından soyulan din kardeşlerimize verdiği veciz yanıtı anımsayalım:
“Paranızı verirken bize mi sormuştunuz?”
Bu yanıt eğer Avrupalı Türklerin suratında tokat gibi patlamadıysa yuh olsun onlara. Aralarından biri çıkıp “Sayın Başbakan, Başbakanlık koltuğuna bizden yürütülen paralar sayesinde oturdunuz. Belediyelerinizin Ramazan aylarında kurduğu İftar Sofralarının paralarını biz ödüyoruz; seçim öncesinde dağıtılan çeyrek altınların, yiyecek sepetlerinin, giyecek bohçalarının paraları da bizim kesemizden ödeniyor” demedi mi acaba?
***
Görüyorsunuz yolsuzluğun ve hortumculuğun dini, imanı, ideolojisi yoktur. Eğer biri hırsızların sadece laikler arasından çıktığını söylüyorsa, dikkat, daha sonra mutlaka paranızı kâr payı dağıtan İslâmi sermaye holdinglerine yatırmanızı tavsiye edecektir.
Yazarın Tüm Yazıları