BAZI okurlar, Mardin’in Bilge Köyü’nde işlenen 44 ölümlü cinayet konusunda özel yazı yazıp yazmayacağımı merak ediyorlar. Yazmayacağım, yazmam. Belki ilerde!
Ama ben haftada beş gün bu türden sapıklık ve sapkınlıkların kökenini, ruhunu yazmıyor muyum? Yazıyorum. Bugün de bu konuda yazacağım.
Haa, "İmam-vali üzerine ciddi uyarılar"ın bu işle ne ilgisi var, diye soracaksınız. Var!
EĞİTSEL SAPKINLIK
İmam hatip mezunu, düzenlenen tezgáh sayesinde Mekteb-i Mülkiye ya da Hukuk’tan diploma alıp "imam-vali" olmuş, ben, bu sıfatının elinden alınmasını, bütün kazanımlarının hiçlenmesini önermiyorum kuşkusuz. Bu türden eğitsel sapkınlıklara son verilmesini istiyorum. Bu yanlış uygulamanın sona erdirilmesini, yoksul çocukların okutulması konusunda devletin daha ciddi, daha planlı-programlı davranmasını öneriyorum.
O zaman bu okullar asıl ve gerçek amacına yönelebilir.
Ama deniliyor ki imam hatipler olmasaydı köylünün, yoksulun çocukları açıkta kalacak, okuyamayacaktı. Bu okullara karşı olmak yoksul düşmanı olmaktır.
Bu iddialar külliyen yalan! İşe bir örnekle başlayacağım:
SÜLEYMAN DEMİREL
Büyük tarihçi Ordinaryüs Prof. Dr. Enver Ziya Karal (1909-1982). Kosova doğumlu, göçmen. İlkokulu darüleytamda (yetim ve öksüzleri korumak için 1914’te açılan yurtlar) okumuş, 1923 yılında Edirne Sultanisi’ne (Lisesi) leyli-meccani (parasız yatılı) girmiş; daha sonra 1933 yılında devlet tarafından Fransa’ya gönderilmiş. Kurtuluş Savaşı’nda bile eğitim ve öğrenimi örgütleyen, yoksul çocukları koruyan halkçı ve hakçı yönetim 8 Haziran 1926 tarih ve 915 sayılı "Lise ve Orta Mekteplere Alınacak Leyli Meccani Talebe Hakkında Kanun" çıkarmış. Şehit ve savaş malulü gazi çocuklarını, yoksul çocukları sokakta bırakmamış, korumuş ve okutmuş.
Okutulan öğrencilerden biri Enver Ziya Karal. Aklımda kaldığına göre Prof. Dr. Mustafa İnan, Süleyman Demirel. Daha binlerce, yüz binlerce mezun yönetici, bilim adamı, sivil meslek sahibi... Her ailede bir tane mutlaka vardır.
KUYRUKLU YALAN
Demek ki imam hatip okullarının yoksul çocukları okutmayı amaçladığını söylemek kuyruklu bir yalan. Çünkü parasız-yatılı sistemi var devletin. Bu sistemi geliştirmek cumhuriyet hükümetlerinin işi. Yüzlerce imam hatip okulu açacağına her ortaöğretim okulunun bulunduğu yerde parasız-yatılı öğrenciler için yurtlar, pansiyonlar açarsın. Böylece yoksul öğrencilerin imam hatiplere yığılmasını önlersin. Bu okulları kuruluş yasası ve amaçları sınırları içinde yönetir ve yönlendirirsin.
Amaç yoksul çocukları okulsuz bırakmamak ise yapılacak ilk iş temeli 1926 yılında atılmış "parasız-yatılı" sistemini geliştirmek, çağdaşlaştırmak.
Ama sorun yoksul çocukları okutmak değil, onları eğitimin ve toplumun İslamileştirilmesi operasyonunda kullanmak.
* * *
Bir imam-valiye soracak olursanız, kız-erkek birlikte okunan karma okulların Mardin katliamında önemli payı var(mış). Kızları okutmak için ayrı kız okullar açmak gerekiyormuş. Cumhuriyetin kızlarla erkekleri aynı okul, aynı sınıf ve aynı sırada okutmak için kurulduğunu bilmiyor mu imam kafalı vali?