“İMAM-doktor, imam-mühendis, imam-öğretmen, imam-yargıç, imam-polis, imam-emniyet müdürü, imam-kaymakam, imam-vali” deyişlerini ilk kez Varlık Dergisi’nin Mayıs 1994 sayısında yayınlanan “Pathameta mathemata! Evet, acı deneyimler öğreticidir!” adlı yazımda kullanmıştım.
Bu deyiş Türkiye’de ilk kez tarafımdan kullanılıyordu. Adı geçen yazı önce “Tarih Bağışlamaz” (Varlık Yayınları, 1994)) adlı kitabımda, daha sonra “Yazmasam Olmazdı” (Doğan Kitap, 2004) adlı birleşik kitabımda yer aldı (s. 183) Daha sonraki yıllarda o kadar çok ve inatla kullandım ki artık gündelik dilimize girdi. 19 Ocak 2011 tarihli birçok gazete gibi BirGün Gazetesi de “İmam polisler geliyor” diye bir başlık atmış. * * * Bundan 17 yıl önce, bugünleri görmüşüm. Bulup da “Yazmasam Olmazdı” ve “Mahşerin Üç Kitabı” (Doğan Kitap, 2005) adlı kitaplarımı okuyabilseniz!.. Yazdığım, öngördüğüm bütün fesatlar birer birer (ne yazık ki) gerçekleşti. 1961 yılında kurulan Adalet Partisi’nin siyaset sahnesine adım atmasından ve 1964-1965 yıllarında iktidara gelmesinden bu yana ülkenin İslamcı, muhafazakâr, milliyetçi bütün siyasal partileri ile 12 Mart ve 12 Eylül askeri rejimleri imam hatip okullarına ve mezunlarına imtiyazlı bir konum sağlamak için ellerinden geleni yaptılar. 25 Kasım 1924 tarih ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kurulan ve tek görevi imam ve din görevlisi yetiştirmek olan imam hatip okullarını, amacı üniversiteye öğrenci hazırlamak olan genel liselere rakip hale getirmek için her türlü kanunsuzluğu denediler ve yaptılar. Anayasa’nın 174. maddesinin koruyucu kanatları altında olan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na aykırı olarak imam hatip lisesi mezunlarını genel lise mezunlarına eşitlemek girişiminde bulundular. Engellenmeleri durumunda ortalığı velveleye verdiler. * * * Yasal olarak mümkün olsa, bütün genel liseleri imam hatip okullarına, liselerine dönüştürmekten kesinlikle çekinmezler. Ama ne mutlu ki Tevhid-i Tedrisat Kanunu Anayasa’nın koruması altında bir tür değişmezlik kazanmış durumda. Bu nedenle türlü desiselerden yararlanarak imam hatip mezunlarını bütün sivil mesleklerde egemen unsur haline getirmek için dolap çeviriyorlar. AKP Grup Başkanvekilleri Bekir Bozdağ ve Mustafa Elitaş ile milletvekili Veysi Kaynak, imam hatip mezunlarının polis olmalarını sağlayacak bir yasa önerisi yapmışlar. Bir yıl önce olsaydı çıkacak yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebileceğini söyleyebilirdim. Artık söylemem mümkün değil. Bu yasa çıkarsa diktatorya, polis günücü de kurmuş olacak. Durum bu iken, ülkemizin büyük alimlerinden (!) Prof. Dr. Mehmet Altan, 19 Ocak günü, NTV’de, Ruşen Çakır’ın programında müthiş bir itirafta bulundu. Meğer bu muhterem, Özal’ın devr-i saadetinde, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kaldırılması gerektiğini savunmuş. Yani şimdi de savunmakta! Kimi ham demokrat da, Tevhid-i Tedrisat’ı savunmanın statükoculuk olduğunu ileri sürüyor. Bilmiyorlar ki o yasa bir sürekli devrimin yasasıdır!