×
Gerçek zamanı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BAŞTA İslamcılar olmak üzere Müslüman dünya, terör konusunda gerçekleri söylemeyi göze alamadı, her zaman gerçekleri saptırdı ve yalan söyledi. Gerçekleri kabul etse belki soruna bir çare bulma umudu vardı. Şimdi itiraf ediyor; ama iş işten geçti artık.
11 Eylül’de New York’ta İkiz Kuleler yıkılıyor, Müslüman Arap kadınlar göbek atıp zılgıt (lülü) çekiyorlar.
El-Kaide, saldırıyı İslam adına yaptığını ilan ediyor; ama Müslümanlar ağlamaklı bir sesle böyle bir saldırının gerçek Müslümanlar tarafından yapılamayacağını ileri sürüyorlar. Oysa adamlar Vehhabi ve Selefi, ‘Hakiki Müslüman biziz!’ diyorlar.
El Kaide bağlantılı, Vehhabi ve Selefi saplantılı militanlar İstanbul’da iki sinagogu havaya uçuruyorlar, aileleri onlarla gurur duyduğunu demeç vererek açıklıyor. Ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve bakanlar, böyle bir saldırının Müslümanlar tarafından yapılamayacağını söylüyorlar.
Beslan’da yüzlerce çocuk ve insanın hayatına mal olan eylemden sonra bir Çeçen yetkili, ‘Bunlar gerçek Çeçen olamazlar!’ buyuruyor. Gerçek değilse sahte Çeçen mi bunlar?
‘Yüzlerce masum çocuğa kıyan nasıl Müslüman olur?’ diye soruyorlar. Elbette olur!
Bu cinayetleri işleyenlerin, onları Müslüman saymayanlardan daha az-daha çok inançlı olup-olmadığını kim biliyor? Adamlar kendilerini örnek Müslüman olarak görüyorlar.
* * *
‘İslám teröre izin vermez, bir insan öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir!’, ‘Terörün her türlüsüne karşıyız!’, ‘Terörün dini, milleti yoktur!’ gibi boş laflar, sözde kınamalar terörü korumaktan başka hiçbir işe yaramamıştır.
Ne yazık ki İslamcı basının gizli-açık arka çıkmaları da Müslüman halkımızın gözünü açmayı beceremedi. Gerçekleri reddetmenin, teröre göz yummanın onaylamak, arka çıkmak anlamına geleceğini bir türlü anlayamadılar.
Nihayet Kuzey Osetya’da çoğu çocuk 300’den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan eylemden sonra Arap basınında gerçekçi yorumlar yer almaya başladı.
El Arabiya Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahman el Raşid, Eşşark El Evsat Gazetesi’nde yayınlanan ‘Acı gerçek: Dünyanın bütün teröristleri Müslüman’ başlıklı yazısında, son yıllarda okullara, otobüslere ve devlet binalarına düzenlenen intihar saldırılarının hemen hemen hepsinin arkasında Müslümanların bulunduğunu belirterek ‘Terörist evlatlarımız yoz kültürümüzün ürünüdür!’ diyor. (Milliyet, 05.09.04)
Sonra ekliyor: ‘Lanetleme ve haklı çıkma yerine, bu utanılacak gerçekleri kabul etmediğimiz takdirde, Müslümanlar kirlenen imajlarını asla temizleyemeyecekler!’
* * *
Nihayet İslam dünyasında İslam dünyasının sorunlarıyla, hastalıklarıyla ve ayıplarıyla yüzleşmeyi göze alan insanlar da çıkmaya başladı. İslam dünyası ve bu dünyanın yöneticileri, terörizmin kaynağının demokratik ve adil olmayan rejimler ve toplum düzenleri olduğunu ve terörizmin kendini kutsallaştırmak ve meşrulaştırmak için İslam dinini kullandığını kabul ve ilan etmeden terörizmin destekçisi olmaktan kurtulamayacaklardır.
İslamcı terör deyişine kimsenin kızma ve alınma hakkı yok; çünkü adamlar kendilerini öyle tanımlıyorlar. Kızanlar, ilkin onların tanımını değiştirsinler!
El-Kaide, saldırıyı İslam adına yaptığını ilan ediyor; ama Müslümanlar ağlamaklı bir sesle böyle bir saldırının gerçek Müslümanlar tarafından yapılamayacağını ileri sürüyorlar. Oysa adamlar Vehhabi ve Selefi, ‘Hakiki Müslüman biziz!’ diyorlar.
El Kaide bağlantılı, Vehhabi ve Selefi saplantılı militanlar İstanbul’da iki sinagogu havaya uçuruyorlar, aileleri onlarla gurur duyduğunu demeç vererek açıklıyor. Ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve bakanlar, böyle bir saldırının Müslümanlar tarafından yapılamayacağını söylüyorlar.
Beslan’da yüzlerce çocuk ve insanın hayatına mal olan eylemden sonra bir Çeçen yetkili, ‘Bunlar gerçek Çeçen olamazlar!’ buyuruyor. Gerçek değilse sahte Çeçen mi bunlar?
‘Yüzlerce masum çocuğa kıyan nasıl Müslüman olur?’ diye soruyorlar. Elbette olur!
Bu cinayetleri işleyenlerin, onları Müslüman saymayanlardan daha az-daha çok inançlı olup-olmadığını kim biliyor? Adamlar kendilerini örnek Müslüman olarak görüyorlar.
* * *
‘İslám teröre izin vermez, bir insan öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir!’, ‘Terörün her türlüsüne karşıyız!’, ‘Terörün dini, milleti yoktur!’ gibi boş laflar, sözde kınamalar terörü korumaktan başka hiçbir işe yaramamıştır.
Ne yazık ki İslamcı basının gizli-açık arka çıkmaları da Müslüman halkımızın gözünü açmayı beceremedi. Gerçekleri reddetmenin, teröre göz yummanın onaylamak, arka çıkmak anlamına geleceğini bir türlü anlayamadılar.
Nihayet Kuzey Osetya’da çoğu çocuk 300’den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan eylemden sonra Arap basınında gerçekçi yorumlar yer almaya başladı.
El Arabiya Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahman el Raşid, Eşşark El Evsat Gazetesi’nde yayınlanan ‘Acı gerçek: Dünyanın bütün teröristleri Müslüman’ başlıklı yazısında, son yıllarda okullara, otobüslere ve devlet binalarına düzenlenen intihar saldırılarının hemen hemen hepsinin arkasında Müslümanların bulunduğunu belirterek ‘Terörist evlatlarımız yoz kültürümüzün ürünüdür!’ diyor. (Milliyet, 05.09.04)
Sonra ekliyor: ‘Lanetleme ve haklı çıkma yerine, bu utanılacak gerçekleri kabul etmediğimiz takdirde, Müslümanlar kirlenen imajlarını asla temizleyemeyecekler!’
* * *
Nihayet İslam dünyasında İslam dünyasının sorunlarıyla, hastalıklarıyla ve ayıplarıyla yüzleşmeyi göze alan insanlar da çıkmaya başladı. İslam dünyası ve bu dünyanın yöneticileri, terörizmin kaynağının demokratik ve adil olmayan rejimler ve toplum düzenleri olduğunu ve terörizmin kendini kutsallaştırmak ve meşrulaştırmak için İslam dinini kullandığını kabul ve ilan etmeden terörizmin destekçisi olmaktan kurtulamayacaklardır.
İslamcı terör deyişine kimsenin kızma ve alınma hakkı yok; çünkü adamlar kendilerini öyle tanımlıyorlar. Kızanlar, ilkin onların tanımını değiştirsinler!
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
