Paylaş
Taa bir maçta sakatlanınca, Mersin Lisesi’ndeki edebiyat öğretmenimiz, folklor ve halk edebiyatı bilgini Cahit Öztelli, “Oğlum bir karar ver artık, futbolcu mu yoksa yazar mı olacaksın?” sorusunu soruncaya kadar.
O yıllarda Mersin İdmanyurdu çok güçlü idi. Sol açık Bombacı İlhan, aynı zamanda atletizmde Türkiye yüz metre ve cirit atma şampiyonu idi.
1955 yılında, günümüz Tevfik Sırrı Gür Stadyumu’nun açılış maçında, Turgay Şeren’e orta saha çizgisine yakın bir yerden frikik golü attığını hatırlarım. Belki Turgay Şeren de hatırlar.
GOL, OFSAYT
Gelelim Fenerbahçe-Galatasaray maçına: Galatasaray’ı Fenerbahçe yenmedi. Galatasaray yenildi. Birinci golde Galatasaray savunmasının pozisyon hatası vardı. Top ortalandığı zaman altıpas çizgisinin üzerinde sırayla bir Fenerbahçeli, bir Galatasaraylı, ikinci Fenerbahçeli ve ikinci Galatasaraylı vardı. Roberto Carlos topun üzerinden atladı, birinci Galatasaraylı numarayı yuttu, ikinci Galatasaraylı dondu kaldı ve Alex’e topu dürtmek kaldı.
Erman Toroğlu’na göre Roberto Carlos’un pozisyonu ofsayt imiş.
İkinci golde Fenerbahçeli oyuncu, üç Galatasaraylı arasında topa hâkim oldu. Pozisyonu tehlikeli görüp onsekiz dışında faul yapabilirlerdi ama yapmadılar. Faulü Leo Franco yaptı ve penaltı oldu. Üçüncü golü, karşısındaki Fenerbahçe bile olsa, bir amatör küme takımı yemez. Bu analizimi en babayiğit futbol yazarlarınınkiyle karşılaştırın, kesinlikle aşağı değildir.
SUYA TİRİT YORUM
Ama benim görüp de onların göremediklerine, görüp de yazamadıklarına gelelim. (Bu yazıyı pazartesi günü saat 10.40’ta yazıyorum.) Şimdi açıklayacağım nedenden öfkelendiğim için maç sonrası yorumları seyretmedim. Dinlemedim.
“Daum kanatlarda Topuz ve Gökhan ile Arda’yı, Carlos ve Vederson ile Keita’yı kilitledi ve savunmayı önde kurarak Galatasaray’ın oyun kurmasına engel oldu” türünden sade suya tirit yazılar yorum bile değil. Colin Kazım ile Fenerbahçe’nin iyi bir santrfor bulduğunu gören var mı?
GEÇ KALAN DÜDÜK
Maçın hakemi Bünyamin Gezer’in Galatasaraylı oyunculara yapılan faulleri hep geç çaldığını gören var mı? Mustafa Sarp’ın bu konuda hakemi uyardığını gördüm ya da bana öyle geldi.
Gelelim Keita’nın kırmızı kart gördüğü pozisyona.
Hakan Galatasaray’ın golünü 57. dakikada attı. Keita 75. dakikada kırmızı kart gördü. Nasıl gördü. Roberto Carlos, Keita’ya sırayla güreşin kafakol, boyunduruk, künde oyunlarını uyguladı, sonra bir tırpan ile yere indirdi ve yere düşerlerken Keita yumruk attı. Bu gösteri aşağı yukarı 5-6 saniye sürdü. Bu süre içinde Roberto Carlos, Keita’ya birbiri ardınca 5-6 faul yaptı. Eğer Hakem Bey ilk faul pozisyonunda faulü çalsaydı, Roberto Carlos sarı kartı görür, Keita’da oyundan atılmazdı.
Durum 2-1 idi. Fenerbahçe çözülmek üzereydi. Hakem Bey pozisyonu geç değerlendirerek Galatasaray’ın 19-20 dakika eksik oynamasına neden oldu. Ben, bilerek ya da bilmeyerek böyle geç karar veren hakeme hakem demem. Roberto Carlos-Keita trajedisini görmeyen ve yazmayan yazıcıya da futbol yorumcusu demem.
Yazarlığın, yazıcılığın en önemli özelliği “Adil olmak! Adaleti aramaktır!” Kuşkusuz Galatasaray’ın yenilgisi dünyanın sonu değil. Ama spor yazıcılığı çoktan bitmiş!
Paylaş