ÇOCUKLUĞUNDAN bu yana tanıdığım ve zekásına güvendiğim bir ceza hukuku öğretim üyesinin sahtecilikler álemine dair düşüncelerine başvurdum. Bana aşağıdaki görüşleri bildirdi:
SAHTECİLİK
"Bir belgenin kendisi bakımından sahtecilik yapılabileceği gibi suretleri üzerinde de sahtecilik fiillerinin işlenmesi mümkündür.
Belgede sahtecilik nedir? Ya sahte belge düzenlenir ya da sahih bir belge tahrif edilir, değiştirilir. İlk durumda taklit, ikinci durumda değiştirme ya da tağyir vardır.
Taklit, belgenin gerçek görünüşte düzenleyeni ile gerçek düzenleyeninin farklı olmasıdır.
Sahih bir belgenin değiştirilmesi (kazıma, silme, ekleme gibi) değiştirme ya da tağyirdir. Surette kazıma, ekleme mümkündür.
Ancak surette yer alan bir imzanın ya da elyazısı metnin özgünlüğünü grafolojik olarak belirlemek ya olanaksızdır ya da çok güç. Fotokopi, belgenin bir tür fotoğrafı. Elyazısı metin ve imzanın özgünlüğünü ancak asıl belge üzerindeki inceleme ile tespit edebilirsin.
Kalemin kullanılışı, elin titremesi gibi özelliklerin dikkate alınabilmesi için özgün belgenin bulunması gerek. Malum, elyazısı kişiliğin yansıması."
ASLININ OLMAMASI
Tartışma ve kovuşturma konusu yapılan "İrticayla Mücadele Planı" belgesinin aslının bulunmaması ve aslında "olmaması" çok mümkün.
Herhangi bir imza fotokopi ya da bilgisayar tekniğiyle herhangi bir metnin altına monte edilebilir. Bilgisayar uzmanlarının dediğine göre, albayın imzası herhangi bir yerden alınarak tarayıcıdan (scanner) geçirilerek word dosyasına eklenebilirmiş. "World belgesine Genelkurmay’ı karalayan o satırları yazmışlar; world belgesine PhotoShop programı ile bir şekilde elde ettikleri imzayı eklemişler. Çıktının fotokopisini alıp aslını imha etmişler" diyorlar. Bu olabilir mi? Olabilirmiş!
Ben bilgisayarı daktilo gibi kullandığım için bu işlerden anlamam.
BEN SABIRLIYIM
Belge Albay Dursun Çiçek tarafından üretilmiş olabilir mi? Olabilir! Ama o zaman fotokopi muhabbetini bir yana bırakıp belgenin aslını bulmak gerekiyor. Kim bulacak? İddia tarafı, iddia makamı bulacak. Fotokopiyle bu iş yürümez.
"İrticayla Mücadele Planı" metni AKP hükümetiyle Fethullah cemaatini hedef alıyor, öyle değil mi? Söz konusu belgenin Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı kanıtlanırsa, TSK içinde olduğu varsayılan cunta çökertilir. Bunu hepimiz isteriz.
Ama bu yüzün bir de tersi var: Belge Albay Dursun Çiçek tarafından değil ama AKP hükümeti ve Fethullah cemaati tarafından hazırlanmış olamaz mı? AKP hükümetini bu varsayımın dışında tutalım, ama şaibeli Fethullah cemaatinden her şey beklenebilir.
Çünkü şaibeli cemaatin organlarına bir göz atınca, "Kamuoyu tatmin olmadı, sivil yargı vicdanları rahatlatmalı", "Belge fotokopi de olsa incelenmeli", "Askeri yargının kararı sürpriz değil", "Belgenin üstü örtülmeye çalışılıyor" türünden iddialarla karşılaşıyoruz. Cemaat dünyasında belgenin Genelkurmay tarafından üretildiği düşüncesi egemen. AKP’li Burhan Kuzu ise, askeri savcılığın aldığı takipsizlik kararının, belgenin askeri birimlerde hazırlanmadığı anlamına gelemeyeceğini düşünüyor (Taraf, 26.06.09). Ama, nedense, belgenin bilgisayar oyunlarıyla, fotokopiyle üretilebileceği olasılığını ve Fethullah şebekesi parmağını hiç aklına getirmiyor. Kendisi bilir! Ben sabırlıyım, sonuna kadar beklerim.