ÖNÜMÜZDEKİ günlerde, büyük bir olasılıkla da önümüzdeki cumadan itibaren "sol" üzerine birkaç yazı yayınlayacağım. Bu nedenle, bir giriş olmak üzere, bir anı ve deneyimden söz etmek istiyorum:
* * *
1974 yılının mart-nisan aylarından birinde Attila İlhan telefon etti. O sıralar Ankara’da Bilgi Yayınları’nda editörlük yapıyordu. Ben de TRT televizyonunda çalışıyordum. Hoş-beşten sonra,
"Senden bir kitap çevirmeni istiyorum, tam senlik. Bana vaktin olmadığını söyleme. Kitap bizim Paul Nizan’ın" dedi.
"Sakın La Conspiration olmasın" dedim.
"Evet!" dedi.
Kitap 1975 yılında Bilgi Yayınevi tarafından Fesat adıyla yayınlandı. Düzelti sorumlusu öldüğü için kitap epeyce yazım hatası ve bir forma eksik yayınlandı. Yeni baskısı (1996) Telos Yayınevi tarafından yapıldı.
* * *
Kitap 4-5 Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi üzerine. Yüksek Öğretmen Okulu Fransa’nın en önemli 2-3 okulundan biridir. Fransa’nın en büyük beyinleri bu okula gider.
Öğrenciler büyük burjuva, burjuva kökenli, aralarında bir de küçük burjuva var. Ahbap çavuşlar 1930 dolaylarında Fransa’nın gidişatından memnun değildir. Parlamenter demokrasinin yürümediğini düşünmektedirler. Devrim yapmaya karar verirler. Devrim yapmak yerine bir sol partiye ya da Fransız Komünist Partisi’ne üye olmak FKP’ye üye olan küçük burjuva kökenlinin dışında hiçbirinin aklına gelmez.
İç Savaş adlı bir dergi çıkarırlar. 500 kadar aboneleri vardır, 250 kadar dergi de kitapçılarda satılır. Kapitalizmi kıyasıya eleştirirler. Ama polis bana mısın demez. Oysa 1930’larda bir komünist avı başlamıştır. Bozguna uğrarlar. Yengesini baştan çıkartarak kendi devrimini yapan büyük burjuva intihar eder. Burjuvalar okulu bitirip ailelerinin yanına dönerler. Küçük burjuva da önemli bir FKP militanını polise ihbar eder.
* * *
Kitaptan iki alıntı yapacağım. Komiser Massart küçük burjuva Pluvinage’la konuşurken "Canlarının istediği zaman sınıflarının bağrına kolayca dönebilme şansına sahip olan banker ve sanayici oğulları için hiçbir önemli etkisi olmayan bu tür eğlencelerin, serveti ve desteği olmayan küçük burjuva için tehlikeli sonuçlar doğuracağı"nı (s. 234) söyler.
Ama kitabın ortalarında yer alan şu cümle çok daha önemlidir: "Ürünü oldukları burjuvaziyi kıyıcı ve tehlikeli olduğundan çok budala buluyorlardı. Bu sınıfın ortadan kalkacağından kuşkuları yoktu. Ama işçiler uğruna savaşmak akıllarının ucundan bile geçmiyordu. İşçilerin de böyle bir şey bekledikleri yoktu zaten, onlar kendileri için savaşacaklardı." (s. 46)
* * *
Attila İlhan 1970’lerin Türkiyesi’ndeki acilci burjuva aydınları düşünerek Fesat’ı çevirmemi istemişti. Tahmin ettiği gibi 1970 ve 80’lerin işçi, köylü, küçük burjuva kökenli devrimcileri idam edilirken, işkencelerden geçip hapislerde yatarken acilci burjuva aydınları bir yolunu bulup yakayı kurtardılar ya da yurtdışına kaçtılar. Günümüzün AKP ile işbirliği yapan liberal solcuları ve İkinci Cumhuriyetçileri Acilci Burjuva Aydınlar arasından çıktı.