"HARUN Yahya’nın Safsatası ve Evrim" (05.10.08) yazım gibi "Din ve Felsefe" (11.10.08) de son derece edepli (!) tepkilerin saldırısına uğradı.
Bu e-postalardan biri Dr. Barış Güven’den (dr.barish@hotmail.com) geliyor. Dr’un yurtdışında yaşıyor olması büyük bir olasılık. Gönderdiği e-postayı bilginize sunuyorum:
"Ulan terbiyesiz herif, ulan cahil, hatta echel. Sana bi sorum var o da şudur. Sen insan mısın? Yoksa öküz müsün? Bu kafama takıldı. Ulan senin tek bildiğin şey yalan haber yapmak ve saçmalamak mıdır, sen hiç doğru bi cümle kuramaz mısın, hıyar! Dinle diyanetle uğraşmayı bırak. Çünkü bu konular senin boyunu aşar. Sen küçük beyne sahipsin. Kış geldi ahırından ayrılma derim. Abinden sana tavsiye. Çok açılma!"
Yurtdışında okuyan ya da yaşayan Fethullahçı ya da Harun Yahyacılara özgü bir dil bu!
* * *
Bir de olumlu tepki e-postası:
"Felsefe dersi ile ilgili yazınızı okudum. Daha dün tesadüfen dinlediğim bir dinci radyoda Kuran öğrencisinin çok iyi vasıflara sahip olduğunu ve cennete doğrudan gideceğini ama felsefe öğrencisinin ise tamamen cehennemlik olacak kötü vasıflara sahip olduğunu dinledim. Bugün işte bu kafalar iktidar ve tabii ki felsefe derslerini kaldıracak ya da felsefeden çok başka bir şey haline getireceklerdir." (A.Gökçe)
* * *
Bir başkası "Felsefe Dersi"ni kendince yorumluyor:
"Bilimin amacı, káinatın merkezinde bulunan insanın rahatı için üretmek değil midir? Felsefe eğer insana faydalı olmayacak, onu rahat ettirmeyecekse onun varlığının mantığı ne? Felsefenin soru sorarak insanı düşündürmesi, insana doğruyu buldurmaya çalışması, üretmesi için önde gelen faktörlerden biridir. İnsanın maddi yanının yanında manevi bir yanının da olduğunu inkár edecek yoktur. Daha manevi dünyaları oluşmamış gencecik çocukları inançsızlık bataklığına sürüklemek de neyin nesi. Birini gösterin bana ki ben inançsızlığımla bütün mutlulukları elde ettim desin. Dayanacak bir yeri yoksa o kişinin mutlu olması imkánsız. İnsanın açlığı, yiyecek bir şeylerin varlığını gösterir. Kulağımız varsa duyulacak bir şeylerin olduğunun belirtisidir. İnsanın sonsuzluğu istemesi, uzun yaşama isteği de bu kısacık ömrün yetmediğini, ebedi bir yerin varlığını bize gösteriyor. Şimdi siz bunları anlatmadan çocuklara her şeyi sorgulatırsanız onu içinden çıkılamaz bir açmaza sürüklemiş olursunuz. Onun için felsefeyi işlerken zihin kirlenmesine engel olmak gerekir. Şimdiye kadar aynı anlatmanın ne faydası oldu da hálá aynı anlatmadan medet bekliyorsunuz." (Y.Kocatürk)
* * *
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, 08.10.2008 tarihinde, Milli Eğitim Bakanlığı Talim-Terbiye Kurulu’nun yenilenen ortaöğretim müfredat programı kapsamında hazırladığı Felsefe Dersi Programı ve Kılavuz Taslağı’nın dini ve milliyetçi motifler içerdiği iddialarından yola çıkarak Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in yanıtlaması için soru önergesi vermiş. Milletvekili Sevigen önce taslakla ilgili görüşlerini açıklıyor:
"Felsefenin yerine din ikame edilmekte ve felsefe adeta bir din öğretisi olarak sunulmaktadır. / İnsanın duyu ve aklının yetersiz olduğu iddiasıyla sezgicilik ve tasavvuf vurgusu yapılmaktadır. / Ortaçağın teolojik felsefesi esas alınarak toplumun dinselleştirilmesine hizmet edilmektedir."