GEÇEN hafta, 21-24 Nisan tarihleri arasında, Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin (CHP) Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN’in desteğiyle düzenlediği I. Uluslararası Eskişehir Şiir Festivali yapıldı.
Festivale Fransa (Lionel Ray, Mallarme Akademisi Başkanı), Finlandiya (Juha Kulmala), Almanya (Thomas Luthardt), İtalya (Giancarlo Cavallo), Küba (Laura Ruiz Martinez) ve Tunus’tan (Tahar Bekri) şairler katıldı. Türkiye’den ise yirmi kadar değerli şair, yazar ve akademisyen oturumlarda yer aldı. Festivale ben de katıldım ve aşağıdaki konuşmayı yaptım: SEVGİ VE SAYGILARIMLA “Sevgili akraba ve dostlarım, değerli ve vefalı komşular, bütün dünya ve Türkiye! Bugün, burada, sizlerin karşısında, 75 yaşında bir şiir sever memeli hayvan olarak, bir itirafta bulunmak istiyorum: Gerçekten demokratik, gerçekten özgür, kardeşçe ve eşitlikçi bir dünyada ve Türkiye’de aynı hayatı birkaç kez yaşamak isterdim. Böyle bir dünyada bir şair ve yazar hayatı yaşamak, geceleri Ülker’in yanında uyumak. Ama altmış yıllık deneyime dayanarak şunu da söyleyeyim: Bir şair, yazar ve aşık olarak demokrasi, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik hayali için mücadele etmek de çok güzel, sorumluluk ve onur verici. Hayatımı, şiirlerimi, yazılarımı, eylemlerimi ve aşkımı güzelleştirdi, diri tuttu. Böyle bir engebeli hayatım oldu yani gerçekten yaşadım, kendi hayatımı, Türkiye’nin hayatını, dünyanın hayatını. Galiba böyle bir hayata ihanet etmediğim, ona sadık kaldığım düşünüldüğü için, bu şiir festivalinin doğum törenine onur konuğu olarak davet edildim. Bana bu onuru verenlere ve şiirin kendisine teşekkür ederim. Şiire teşekkür ederim çünkü beni besledi, adam etti, yarı yolda bırakmadı ve her gün sınava soktu, sorguya çekti. Başımı belaya soktuğu için de kendisine teşekkür ederim! Daha önce birkaç kez yazıp söylediğim bir sözü burada da tekrarlamak istiyorum: Gazetedeki yazılarımı insanlara bugün ve yarın gerekli olabilir diye, kimsenin bana ısmarlamadığı şiirlerimi bir gün bir insana gerekli olur diye yazıyorum. Ölümümden sonra geleceğe kalıp kalmamaları gerçekten umurumda bile değil. Onları yazarak mutlu oldum, belki bazı insanları da mutlu etmişimdir. Sevgi ve saygılarımla.” 700 YILLIK KONUŞMA DİLİ Bu tür toplantı ve festivaller, özellikle yerel yönetimlerin öncülüğünde, dünyanın dört bir yanında, onlarca, yüzlerce yapılır. Eskiden, Türk şairler yabancı ülkelerde yapılan toplantı ve festivallere katılır, ev sahiplerini ve konuklarını Türkiye’ye davet edememenin ezikliğini yaşarlardı. Artık ne mutlu ki, ülkemiz de bu türden festivaller ve toplantılar düzenlemeye başladı. Edebiyat ve sanat alanında yapılan toplantı ve festivaller, turizm, sanayi, tarım, tekstil, moda fuarlarından hiç de farklı bir şey değildir. Fuarlarda mal ve ürünler başkalarının ilgisine sunulurken sanat ve edebiyat festivallerinde kültür ve uygarlık dolaşıma sokulmaktadır. Eskişehir Şiir Festivali’ne katılan yabancı konuklar, en azından, Türk şiirinin Yunus Emre (1230-1321) gibi bir atası olduğunu ve 700 yıl öncesinin halk Türkçesinin günümüz Türkleri tarafından da konuşulduğunu öğrendiler. Az mı?