TÜRKİYE’nin siyasal söyleminde (discours) iyi şeyleri hükümetler, kötü işleri ise Devlet yapar.
“Devlet” imgesi Osmanlı’dan kalmadır. Padişah ve onun devleti vardır. Hükümet yoktur.
Azerbaycan yolunda “kritik” açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Gül, “Devlet terörle masaya oturmaz, pazarlık yapmaz ama kurumları vardır. Devlet organları ne yapacağını bilir” demişti. Ayrıca, devletin terörle masaya oturmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Terörü bitirmek için devlet her yöntemi dener. Her yöntem denince bu hem silahlı mücadeledir hem de siyasi, diplomatik metotlar bunun içindedir” diye açıklamada bulunmuştu.
Bütün uygar ülkelerde olduğu gibi, söylemde (discours) “devlet”in yerini “hükümet” aldığı zaman bu memlekete demokrasi de uğrayacaktır. Doğrudur, masaya hükümet oturur.
ATEŞKES İSTEYEN HÜKÜMET
Anlatmak istediğimi bir benzetme yoluyla açıklayacağım: Devlet = Kamyon; Hükümet = Şoför! Şoför, şoför mahalline binip kontak anahtarıyla çalıştırmazsa kamyon sittinsene lök gibi yerinde durur. Şoför-hükümet olmaz ise kamyon-devlet kendi kendine hiçbir şey yapamaz! Somut bir örnek var, onu açıklamaya çalışalım. PKK terör örgütünün lider kadrosundan Murat Karayılan, PKK’nın 13 Ağustos’ta açıkladığı ‘eylem yapmama’ kararının Devlet ile Öcalan arasındaki temas sonucu alındığını öne sürmüş. Murat Karayılan’ın açıklaması şöyle:
“Devlet, önderliğimizle (Öcalan) geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulundu. Kendisi devletten gelen istemi dikkate alarak barışa bir şans tanınması için hareketimize mesaj gönderdi.” (Akşam, 19 Ağustos 2010)
Murat Karayılan “Devlet” kavramını yanlış kullanıyor. Kamyon-devlet kimseyle görüşemez.
Devlet kurumları (MİT başta olmak üzere özel görevliler) hükümetin talimatı ve izni ile Öcalan ile görüşebilir. Görüşmüştür
Dolayısı ile Öcalan’dan ateşkes talebinde bulunan devlet değil hükümettir. Daha doğrusu AKP hükümetidir. Demek ki Başbakan’ın hükümeti PKK’dan ateşkes talebinde bulunmuş, Öcalan da barışa bir kez daha şans tanınması için çetesine haber uçurmuş ve bunun üzerine PKK 13 Ağustos’tan itibaren eylemsizlik kararı almış.
GENELLİKLE YALANLANIR
BDP de referandumda “Evet” demek için 5 koşul öne sürüyor: “Operasyonlar dursun, baraj insin, tutuklular bırakılsın, Anayasa değişsin, müzakere başlasın.” BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Hükümet ciddi adımlar atarsa müzakere süreci başlar, biz de Anayasa’yı destekleriz” demiş. (Radikal, 19 Ağustos 2010)
Selahattin Demirtaş, kavramı ve terminolojiyi doğru kullanarak “Hükümet” diyor.
Başbakan’ın şaşkınlık içinde tanık olduğumuz demeçleri ve davranışları, AKP’nin PKK ile temasa geçmesi olasılığını akla getiriyor. Murat Karayılan, hükümetin kendileriyle temasa geçtiğini söylüyor. Bu iddia hükümet tarafından yalanlanabilir ve yalanlandı. Zaten genellikle böyle yapılır. Ama bu, AKP hükümeti ile PKK’nın referandum konusunda işbirliği yaptığı kuşkusunu ortadan kaldırmayı başaramaz.