Dersim edebiyatı

50-60 yıl hep okudum. Edebiyatın başyapıtlarından çoğunu okuduğumu sanıyorum. Birkaçını da Türkçeye ben çevirdim. Tarihsel roman mı? Tolstoy’un Savaş ve Barış’ını lise birinci sınıfta, beş numara gaz lambasının ışığında okudum ve o yıl sınıfta kaldım. Yazınsal etik ve estetiğin ölçüsü Savaş ve Barış’tır! Demek ki dürüst ve nesnel olunacak!

Haberin Devamı

Dedelerin, ninelerin, nenelerin anlattıkları “naylon tarih” üzerine bina edilen yazınsal yapıtlara güvenemem. Anı okumak daha kolay: Anlatılanların tersinin de mümkün olduğunu düşünürüm. Bu nedenle, genç bir yazar hanımın (hanımların) bu tür konularda yazdıkları yazınsal (edebi) yapıtları okumam, okumaya vaktim yoktur. Ancak, kendileriyle yapılan söyleşileri mutlaka okurum ve zihniyetlerini öğrenirim.

SAPTIRMALAR

Bugünkü dersimiz “Dersim Edebiyatı”! “Dersim Edebiyatı” yalanlarla, dolanlarla, saptırmalarla, düzmece ağıtlarla tıka basa doludur. Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyareti nedeniyle Dersim tekrar gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Gül’e, 71 yıl (1937-1938) önce meydana gelen Dersim olaylarının ardından yetim kalarak evlatlık verilen çocukların bulunması için mektup-dilekçe verilmiş. Bu konuda öyle uyduruk şeyler okuyoruz ki sanki yetim kalan Alevi-Kürt çocuklar Yeniçeri Ocağı’na çocuk toplar gibi toplanmış izlenimi doğuyor.

Haberin Devamı

Genç romancı Sema Kaygusuz “Yeryüzünde Bir yer” adlı roman yayınlamış. Dersim sürgünü babaannesinin izini sürüyormuş. “Dersim sürgününün konuşulma vakti geldi!” (Taraf, 18.10.09) diyor. “Dersim katliamı”ndan söz ediyor (Radikal Kitap, 02.10.09).

Basında bu türden tezvirat, tevatür, soyutlama, saptırmalar birbirini izliyor.

Bu da yetmiyormuş gibi, Ermeni, Süryani, Pontus soykırımlarından sonra Dersim soykırımı da icat edildi: 14 Kasım 2008 tarihinde, Brüksel’de Avrupa Parlamentosu tarafından “Dersim’de Alevi Kürtlere soykırım uygulandı” konulu bir toplantı düzenlendi. Toplantıya DTP milletvekilleri Şerafettin Halis (Tunceli) ve Aysel Tuğluk (Diyarbakır) ile Tunceli’nin DTP’li Belediye Başkanı katılmış! Ardından 17 Kasım’da bir başkası düzenlendi.

YA ÇAPULCULAR

Osmanlı döneminin askere gitmeyen, vergi vermeyen, komşu köy, kaza, ilçe vekentleri talan eden, kaçakçılıkla geçinen Dersim’in isyanlarını, eşkıya çapulculuklarını bir yana mı bırakalım? 1937 isyanının nedeni de aynı eşkıyalık anlayışıdır. Ayrıca Koçgiri ve Seyh Sait isyanları gibi siyasal tarafı da vardır. 21 Mart 1937 gecesi başlayan Dersim Ayaklanması hakkında ABD’nin Türkiye büyükelçiliği Washington’a şu raporu gönderiyor:

Haberin Devamı

OKUL İSTEMİYORLAR

“Toplumun sosyal yapısı tipik sosyal özellikler taşıyor ve geniş halk yığınlarının hükümetle olan tek irtibatını aşiret reisleri sağlıyor. Türk hükümeti ekonomik açıdan sorunu çözmeye çalışıyorsa da yöre insanları yollar, köprüler, okullar vs. yapılmasına karşı koyuyor. Son ayaklanma: Hükümetin, bölgenin sosyal ve ekonomik şartlarını ıslah etmek üzere geliştirdiği reform programını, daha önce elde edilmiş haklara tecavüz şeklinde gören liderleri tarafından başlatıldı” (Bilal N. Şimşir, “Kürtçülük 2”, Bilgi Yayınevi, s. 397-398).

Dersimli çocukların yetim kalmasının nedeni bu isyandır. Bundan söz etmeden, hiç kimse Dersim konusunda konuşma hakkına sahip olamaz. Bu konudaki yalanların peşini bırakmayacağım! (Bu konuda, Bilal N. Şimşir’in kitabı ve Faik Bulut’un “Dersim Raporları” dışında, Teori Dergisi’nin [teori89@hotmail.com] Ocak 2009 sayısında yayınlanan “Tunceli İsyanı ve Soykırım İddiaları” başlıklı makaleyi okuyabilirsiniz).

Yazarın Tüm Yazıları