Deniz Baykal ve Kutlu Doğum Haftası

YILLAR önce bir önsözde okumuştum ve altını çizmiştim. Kitabın adı hiç aklımdan çıkmaz sanıyordum. Çıkmış. Kitaplıkta aradım aradım bulamadım kitabı. Bu nedenle referans veremeyeceğim. Bilen varsa bana lütfen haber versin.

Haberin Devamı

Olay şu:

Horasan’da falan Türklerin Müslüman oldukları ilk yıllar. Kışın oruç tutmuşlar. Herhangi bir şikâyetleri olmamış. Dinsel takvimde sene seneden on gün önce geldiği için ramazan ayı gele gele temmuz-ağustosa gelmiş. Günler çok uzun, sıcaklık gölgede 40-50 santigrat derece. Oruç işi bizimkilerin zoruna gitmeye başlamış. Kendi aralarında konuşmuşlar ve Bey’e gitmeye kadar vermişler. Bey bizimkileri iyice dinledikten sonra onları haklı bulmuş ve ramazan orucunu kış aylarına almaya karar vermiş.

Kitapta, beyin adı tam olarak yazıyordu. Kitap bir gün ortaya ve karşıma çıkacak, ama ne zaman, oysa şu anda gerekli bana.

Şuraya geleceğim: Dinsel takvime göre Kutlu Doğum Haftası her yıl bir önceki yıldan 10 gün erken kutlanması gerektiği halde, neden bir süredir aynı günlerde kutlanıyor? Birkaç yıl önce 23 Nisan bayramını da içine alacak şekilde kutlanmaktaydı. İtirazlar, eleştiriler oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı, şükürler olsun ki 23 Nisan’ı serbest bıraktı!

ALKIŞLAMAK DA, YUHALAMAK DA DİNİ SİYASETE ALET ETMEKTİR


Adanalı bir okurum, Deniz Baykal’ın Kutlu Doğum Haftası’na katılmasını doğru bulmuyor ve gazetelerdeki “Deniz Baykal Kutlu Doğum Haftası’na katıldı” şenliğini de kıyasıya eleştiriyor. Adanalı okur, Kuran’da Deniz Baykal’ın referans aldığı ayetlerin tam karşıtı ayetler de bulunduğunu söylüyor. Okurun ayetler konusunda söyledikleri de doğru.

Ancak bence Deniz Baykal’ın Diyanet İşleri Başkanlığı’nın davetini kabul edip toplantıda ciddi bir konuşma yapmasının da ona yakışan ve yaraşan bir davranış olduğunu düşünüyorum.

Şaşırtıcı olan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın İslami deyimleri de doğru kullanarak kutlama haftasına katılması değil, bu katılıma şaşıran gazete yazıcılarında.
Türkiye Cumhuriyeti bir laik cumhuriyet ise Deniz Baykal’ın Müslümanlığını değerlendirmek, ölçmek kimseye düşmez. Kimsenin haddine değil! Önemli olan onun bir politikacı ve parti lideri olarak bütün inanç ve dinlere karşı aynı uzaklıkta bulunması. Yasalara ve Anayasa’ya göre: Türkiye Cumhuriyeti’nin dini yoktur; siyasal partilerin resmen dini yoktur (bu kurala CHP uymakta, AKP uymamaktadır); Diyanet İşleri Başkanlığı, Patrikhaneler ve Hahambaşılık dışında, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumlarının herhangi bir dini yoktur. Danıştay’ın, Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin, Cibali Karakolu’nun dini yoktur. Futbol, basketbol ve boks takımlarının dini yoktur.

İnsanların, bireylerin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşlarının bazılarının (çoğunun) bir dini vardır ve bu din tek din, tek inanç değildir. Çoktur!

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın bir dinsel törene katılmasını işgüzarca alkışlamak ya da yuhalamak insan haklarına ve insanlıkla ilgili bütün nezaket kurallarına aykırıdır. Dini siyasete alet etmektir!

Yazarın Tüm Yazıları