Demokratik merkezi inşa etmek (4)

MERKEZ sağın akademik bir tanımını yapmaya gerek yok. Google tanımı yeter: Politikada muhafazakárlığa, dindarlığa, maneviyatçılığa, gelenekçilik ve milliyetçiliğe önem veren, liberal siyasette muhafazakár görüşe önem veren anlayışa merkez sağ denir.

Yani 1950’den bu yana ve özellikle de Milliyetçi Cephe hükümetleri (Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi) döneminde uygulanan milliyetçi muhafazakár politika!...

UTANMAZ HERİFLER

Kuruluşundan bu yana AKP’yi destekleyen travesti ("travesti"nin burada eşcinsellikle ilişkisi yoktur. Sözlüklere bakıla!) solcular artık Türkiye’nin muhafazakárlaşmaya başladığını yazıyorlar. Günaydın, tünaydın!

Türkiye, AKP tarzı modernleşme sürecine "muhafazakár modernite" niteliği kazandırabilirmiş. Peki bu muhafazakár modernite Cumhuriyet’in laiklik ilkesiyle bağdaşacak mı? Gerçek demokrasiyi kurabilir mi, mevcut demokrasiyi sürdürebilir mi? Her zaman olduğu gibi bu soruların yanıtı yok!

Her zaman olduğu gibi burada da denge uzmanlığı yapıyorlar: "Rejimi koruma amacını demokratikleşmenin önüne koyan ve bu temelde de, siyasette siyaset dışı askeri ve yargısal müdahaleleri büyük ölçüde destekleyen CHP ve laik orta sınıf muhafazakarlığı". Kambersiz düğün olmuyor tabii... El insaf! Siyasal İslamcı AKP’nin muhafazakár modernitesi demokrat, ama CHP ve laik orta sınıf demokrasi karşıtı. Utanmaz herifler!...

TESLİM BAYRAĞI

Gelelim yeni Demokrat Parti’ye! Yeni Demokrat Parti’nin ve AKP’nin ataları aynı: Adnan Menderes’in Demokrat Parti’si!

AKP, iktidarda bulunduğu 6 yıl içinde, eskiden siyasal İslam’ın gizlice, takiye ile yaptığı şeyi (devletin yapısını İslamiye çevirme operasyonunu) sürdürmüş; yüksek yargı organları dışında devletin bütün organlarını ele geçirmiş durumda. (TSK, Harbiyelere sivil liselerden öğrenci almayı sürdürürse yakında o da teslim bayrağı çeker. Tek kaynak askeri liseler olmalı.)

Türk-İslam sentezci ve aynı zamanda ümmetçi (ikisi birlikte nasıl oluyor?) AKP!

AKP’nin iç destekçileri: Tarikat ve cemaatler; İslamileştirilmiş varoşlar, gençler, kadınlar; iktidarın nimetlerinden yararlanmak isteyen Anadolu İslami sermayesi; laiklik karşıtı dindar, muhafazakár kitle; İslamcılaşmış işçi sınıfı, İslamcılaşmış orta sınıf, İslamcılaşmış Kürtler.

Yurtdışında göçmen-işçi konumunda yaşayan siyasal İslamcı TC vatandaşları.

AKP’nin dış destekçileri: Laik Türkiye toplumunun ılımlı İslam’a dönmesini programlayan ABD, AB, uluslararası kuruluşlar (Dünya Bankası, İMF), küresel sermaye.

KUTSAL DEĞERLER

Merkez sağı temsil eden partiler (eski Demokrat Parti, Adalet Partisi, ANAP, Doğru Yol Partisi) 1950’den bu yana, bir yandan laik Cumhuriyet’e sadık olduklarını ilan ederken bir yandan da toplumu ve devlet yapılarını İslamileştirmek için ter döktüler. Doğrusu neredeyse başardılar.

Genel Başkan Yardımcısı H. Ufuk Söylemez’e göre Cumhuriyet’in kurucu değerleriyle hiçbir zaman meselesi olmamış bir gelenekten(?) gelen Demokrat Parti böyle bir ortamda nasıl siyaset yapacak, yapmayı düşünüyor? Cumhuriyet’in kurucu değerleriyle çatışmayan bir siyaset yüce halkımızın kutsal değerleriyle(!) çatışmayacak mı?

Cumhuriyet’in kurucu ilkeleriyle çatışmayan bir merkez sağ partisinin sol karşısında iktidara gelmesi tedirgin etmez beni. Demokrasi devam eder! (Devam edecek.)
Yazarın Tüm Yazıları