Paylaş
‘ÖZGÜRLÜK, eşitlik, kardeşlik’ 1789 Büyük Fransız Devrimi’nin büyük şiarıdır!
* * *
Efendim, izin verirseniz arz edeyim!
1. Özgürlüğün olmadığı yerde demokrasi yoktur!
2. Eşitliğin olmadığı yerde demokrasi yoktur!
3. Kardeşliğin olmadığı yerde demokrasi yoktur!
Ve gerisi palavradır! Davul tozu ile minare gölgesidir! Arz ederim!
* * *
Özgürlük somuttur, eşitlik somuttur, kardeşlik somuttur. O halde demokrasi de somuttur. Soyut özgürlük, eşitlik ve kardeşlik olmadığı gibi soyut demokrasi de yoktur. Demokrasi kesinlikle Türk kahvesine benzemez: Sadesi, az şekerlisi, orta şekerlisi, şekerlisi olmaz.
Bu nedenle “Daha çok demokrasi!” talebi bir safsatadır, bir sabuklamadır. Demokrasinin olmadığını ifade eder.
Neye göre daha çok demokrasi? Demokrasi nedir gardaş?
Bilgisayarla sadece oyun oynamayan bir ilköğretim öğrencisine sorsak: Demokrasinin halkın iktidarı olduğunu söyler. Ancak halkın iktidarı soyut bir kavramdır, uygulamada en demokratik ülkelerde bile halkın iktidarı her nedense bir türlü gerçekleşmez. Ne ABD’de, ne bizim İngiltere dediğimiz Birleşik Krallık’ta!
Egemenlik gerçekten ulusun, halkın olmadan; adalet mülkün temeli olmadan; özgürlük, eşitlik ve kardeşlik egemen olmadan demokrasi bir kuruntudur, ham hayaldir, düştür, bir seraptır.
Çok parti, parlamento, düzenli seçim, kuvvetler ayrılığı; Anayasa Mahkemesi, Danıştay gibi denetim kurumlarının bulunması demokrasinin göstergesi değildir.
Parlamento ve milletvekilleri, hükümet ve aygıtları halkın iktidarının önündeki en büyük engellerdir.
* * *
Devlet ile hükümeti birbirine karıştırmayalım. Fransızcada devlet büyük “E” (Etat) ile yazılır: Devlet. Bizde nedense ikisi birbirine karıştırılır. Son büyük depremde televizyon konuşkanları ile halk temsilcileri “Hükümet nerede?” diye bağıracaklarına “Devlet nerede?” diye çırpınıp duruyorlardı. Halkın devlet ile hükümeti karıştırdığı bir ülkeye ne soyut demokrasi ne de somut demokrasi yerleşir. ABD’li memur devlet için çalıştığını söylemez, “Hükümet için çalışıyorum” der.
Şimdi kaba bir benzetme yapalım: Devlet bir yük kamyonudur. Kontak anahtarı elinde olan hükümet, şofördür. Şoför, yüklü devlet kamyonunu istediği yere götürür, malı istediği yere boşaltır. Demokrasiyi denetleyebilmek için seçmen halk, devlet ile hükümet farkını öğrenecek. Örneğin: Devlet kimseyi dinlemez, devletin telekulağı yoktur. İnsanları hükümet dinler, hükümetin telekulağı vardır. Devlet kendi kurum ve kuruluşlarını tuzağa düşürmez. Devletin kurum ve kuruluşlarını hükümet tuzağa düşürür.
Bir şoför olarak hükümet gerçekten demokrat değilse, demokrasi bir Sırat Köprüsü olduğu için tehlikelidir, yıkıcıdır. Türkiye’de pimi çekilmiş el bombasına benzeyen bir hükümet var.
Geldiği gibi demokratik yolla gitmeyi düşünmediği için durmadan “darbe şantajı” yapıyor. Sanki 1930’ların Almanya’sını yaşıyoruz!
Paylaş