Dalavereyi Şükrü Kızılot sayesinde öğrendim (1)

RAMAZAN çadırlarında yemek dağılmasının, AKP yandaşlarına ve yandaş adaylarına sürekli maddi yardım ve erzak yardımı yapılmasının kaynağının nerede olduğunu bir türlü anlayamıyordum.

İşin içinde yasadışı bir dalavere olduğunu düşünüyordum ama işin yabancısı olduğum için kavramakta güçlük çekiyordum.

Bir arkadaşım "dalavere"yi öğrenmek istiyorsam Prof. Dr. Şükrü Kızılot’un 26 Eylül 2007 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan "Fakirlere yardım eden daha az vergi ödeyecek" başlıklı yazısını okumamı önerdi.

Yazıyı dikkatle okuduktan sonra Şükrü Kızılot’a telefon ettim. "Yasal dalavereyi" bana ayrıntılarıyla anlattı. Daha sonra, üç gün boyunca okuyacağınız metni gönderdi. Bana gönderdiği metni yazarın izni ile olduğu gibi sizinle paylaşıyorum.

Şükrü Kızılot’un metni çok önemli bilgileri içeriyor. Bu nedenle, pazar günü üçüncü yazı yayınlandıktan sonra hepsini birden okumak üzere ilk iki yazıyı lütfen saklayın. Ve bu ukalalığımı da lütfen didaktik mizacıma verin.

"Yasal dalavere" olur mu demeyin, bakın nasıl oluyor:

TARİKAT VE CEMAATLERE BAĞIŞ KIYAĞI

AKP’nin, her gün yeni bir olayını öğreniyoruz. Bunlardan biri de bazı dernek ve vakıflara bağışta bulunanlara "özel avantajlar" sağlanmasıyla ilgili... Kimsenin farkında olmadığı bu "özel avantajlar" 2005’ten bu yana uygulanıyor. AKP’nin seçimdeki başarısında bu avantajın büyük payı var.

Sizi merakta bırakmadan, kısaca açıklayalım. Bir yasa çıkartılıyor. Bu yasa ile bazı dernek ve vakıflara bağış yapanlara "çok özel kolaylıklar" sağlanıyor. Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/10. maddesinde deniliyor ki, "Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin faturasının tamamı yani yüzde 100’ü deftere masraf olarak yazılır." Örneğin 50 bin lira kár elde eden bir şahıs veya şirket var. Bunlar, 50 bin liralık gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ya da vakfa, gıda veya yiyecek bağışladıklarında, bir YTL bile vergi ödemezler.

Aynı kişi veya şirket; Türk Silahlı Kuvvetleri Vakfı’na ya da Atatürkçü Düşünce Derneği’ne veya Mehmetçik Vakfı’na bağışta bulunursa, bu bağışın 2500 YTL’sini gelirinden düşüp, 47.500 YTL’nin vergisini ödeyecek. Çünkü, bu vakıf ve derneklere bağış yapınca, o yılki kazancın yüzde 5’i kadarlık kısmı, gelirden düşülebiliyor.

VAKIF VE DERNEKLERDE ÖZELLİK DE ARANMIYOR

Yıllardır, süregelen bir uygulama var. Her vakfa ya da her derneğe yapılan bağış kabul edilmiyor. Vakıf ise Bakanlar Kurulu’nca vergi muafiyeti tanınma koşulu aranıyor. Dernek ise kamuya yararlı dernek olarak kabul edilmesi gerekiyor.

Bu koşulları taşıyan vakıflara ve derneklere yapılan bağışın da tamamı masraf yazılamıyor ya da gelirden düşülemiyor. Deniliyor ki "Arkadaş, o yıl kaç YTL kár elde ettiysen o kárın ancak yüzde 5’i kadarını düşebilirsin."
Yazarın Tüm Yazıları