TELEVİZYONLARDA iğrendiğim, nefret ettiğim bir görüntü vardır: Televizyoncu hatun, katılımcı Dârülfünûn müderrisine
“Cumhuriyet İlkeleri” ya da “Cumhuriyet’in değerleri” hakkında bir soru sorar. Üniversite öğretim üyesi olarak tanımlayamayacağım “müderris” şehvetle sırıtır ve ötmeye başlar:
“Hangi Cumhuriyet? Türlü türlü cumhuriyet var; İran İslam Cumhuriyeti var, Libya cemâhîriyesi var, despotik Latin cumhuriyetleri var. Hiçbiri demokratik değil. CHP’nin tek parti cumhuriyeti de demokratik değildi. Hangi Cumhuriyet?”
Müderris, sahtekârlık yaptığını bal gibi bilmektedir. Amaç “1923 Cumhuriyet’ini ve devrimleri”ni karalamak, “O” cumhuriyetin demokrasiyi dışladığını işaret etmektir.
Büyük bir olasılıkla yakından tanıdığım müderrise midem bulanarak bakarım. MİDEMİ BULANDIRAN ADAM
Bre adam sana 2010 yılında Cumhuriyet’in ilke ve değerleri sorulmaktadır. Bu ilkelerin, değerlerin yazılı olduğu yer belli değil mi? Anayasa’nın ilk dört maddesinde yazmıyor mu? Özetlersek: Anayasa’ya göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti değil mi? Bence değil! Bunun sorumlusu da 1950’den bu yana ülkeyi 60 yıldır yöneten hükümetler. Bu hükümetler arasında en sorumlusu da AKP hükümeti.
Hayır, müderrise göre sorumlu 1923 Cumhuriyeti’nin bizzat kendisi, ülkeyi 1950’ye kadar tek başına yönetmiş olan CHP!
Adama bakarım ve midem bulanır!
Gelelim Cumhuriyet’in değerlerine: Müderris, bu değerlerin (8 Devrim Yasası) Anayasa’nın 174. maddesi tarafından korunduğunu ve bu Devrim Yasaları’nın (İnkılâp Kanunları’nın) tıpkı Anayasa’nın ilk üç maddesi gibi değiştirilemeyeceğini domuzuna bilmektedir ama bilmezden gelmektedir.
Adama bakarım ve midem bulanır! Televizyoncu hatun da tiksinti verir!
DEVRİM YASALARI SIRADA
Bir cumhuriyetçi mevcut rejimin demokratik olmadığını içi kan ağlayarak bilir. Bunun nedeninin, Anayasa’nın 2. maddesinin hayata geçirilmemiş olmasından kaynaklandığını da çok iyi bilir. Ülkenin iyi-kötü ulaştığı uygarlık ve ekonomik düzeyin devindirici gücünün Devrim Yasaları olduğunu da çok iyi bilir.
Bir İslamcı, (sanki demokrasi umurundaymış gibi) ülkenin demokratikleşmesi(!) için Anayasa’nın ikinci maddesinde yazan laiklik ilkesi ile bütün devrim yasalarının kaldırılması için savaşır, savaşmaktadır. Türban hele bir üniversiteye demir atsın, kamusal alana bir yanından girsin, sen o zaman demokrasinin tadına bak. Sıra sonra Devrim Yasaları’na gelecek! Kökleri kazınacak!
İŞKENCE EDİLEN CUMHURİYET
Bu Cumhuriyet yaralıdır, örselenmiştir! Çin işkencesinden geçmiş, Filistin askılarına asılmıştır. Tecavüze uğramıştır. Cumhuriyet’le, Cumhuriyetçilikle, Cumhuriyetçilerle alay edilmekte, aşağılanmaktadır. Ey kadınlar, Müslüman dünyasının kadınlarına göre epeyce insan yerine alınıyorsanız, bu, yaralı Cumhuriyet sayesindedir. Bilgi ve ilginize arz olunur!