Paylaş
[“Türkiye 1999’da, 100’ü aşkın ülkeyle birlikte Chicago Konvansiyonu’na imza attı. Bu ülkelerin 1 Nisan 2010’a kadar çipli pasaporta geçmesi gerekiyordu.
Ancak Türkiye ve iki Afrika ülkesinde uygulamaya geçilemedi. Çipli pasaport için 2007’de açılan ihaleyi Türk-Malezya ortaklığındaki şirket almıştı. Ancak geçen yıl firmanın yetiştiremeyeceğini belirtmesi ve optiklerin çipleri okuyamaması üzerine ihale iptal edilmişti.
1 Nisan’a kadar çözüm bulunamazsa sınırlarda sorun yaşanması bekleniyor. Çünkü eski pasaportlar geçerliliğini yitirecek ve anlaşmada imzası bulunan ülkelere giriş-çıkışlarda çipli pasaportlar istenecek. Yeni firma arayışı olumsuz sonuçlanınca Dışişleri Bakanlığı devreye girdi. Müsteşar Yardımcısı Naci Koru başkanlığındaki 13 kişilik heyet Fransa, Almanya ve Hollanda’daki firmalarla temasa geçti. İlk olarak Fransa’ya gidecek olan heyet, uygun sistemi tespit etmeye çalışacak. Ara formülle çipli pasaportların yetiştirilmesi hedefleniyor. Ancak uzmanlar sürenin yetmeyeceği görüşünde.
Geçen aylarda Türkiye’ye gelen FBI Başkanı Robert Muller’ın çipli pasaporta neden geçilmediğini sorduğu, bazı teröristlerin sahte Türk pasaportları ile eyleme geçebileceğine ilişkin uyarıda bulunduğu belirtildi.”]
* * *
Haberde, 1 Nisan’dan itibaren TC pasaportlu insanların çipli pasaport sahibi olmadıkları için başka ülkelere giremeyeceği yazıyor ama işin bir başka yönü daha var: TC vatandaşlarından vize isteyen hiçbir ülke konsolosluğu da vize vermeyecek anlamına geliyor.
Türkler 1 Nisan 2010’dan itibaren vize alamayacaklar ve yabancı ülkelerin sınırlarından içeri giremeyecekler.
Peki durum böyleyken bizim sorumlu ilgililer, ne ile karşılaşacaklarını bilmeden, TC vatandaşlarının yurtdışına çıkmalarına izin verecekler mi?
Ama daha önce sormamız gerekenler de var?
1. Chicago Konvansiyonu’nu 1999 yılında DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti imzalamış ve fakat o yılların hırgürü içinde görevini ihmal etmiş.
2. Peki 2002 yılında tek başına iktidara gelen AKP hükümeti 2007’ye kadar neden bu işi çözümlememiş? 2007 yılında çipli pasaport ihalesini Türk-Malezya şirketi kazanmış. Peki iki tarafın şirketlerinin adı ne, adları neden gizleniyor? Gizlenmiyor mu?
* * *
Geleneğe uyup “İyi muhalefet yapmayan CHP’nin de iktidar kadar suç payı var” diyecektim ki, CHP Aydın Milletvekili Özlem Çerçioğlu’nun İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından yanıtlanması isteğiyle Eylül 2009’da soru önergesi vermiş olduğunu öğrendim. CHP milletvekili “Bu konuda başka ülkeler varken neden Malezya tercih edilmiştir? Pasaportlara uygulanacak çip konusunda bir şirketle anlaşma yapılmış mıdır?” diye soruyor.
CHP Aydın Milletvekili Özlem Çerçioğlu sorusuna ne cevap aldı? Ben, Türk tarafını hangi şirketin temsil ettiğini de merak ediyorum. Çünkü mayıs ayında Bulgaristan’da, temmuz ayında Fransa’da mutlaka katılmam gereken iki edebiyat toplantısı var. O zamana kadar başka yolculuklar da çıkacak. Anlaşıldığına göre bu işte bir muhalefet partisi olarak CHP’nin bir sorumluğu yok. Peki, 1 Nisan’dan sonra yurtdışına çıkılamaz ise suç kimde? (Nota Bene: Bir ironiye kurban ettiğim CHP kusura bakmasın ve suçlanmadığına şükretsin!)
Paylaş