DİYANET İşleri Başkanlığı yönetmeliğinin 21. maddesini birlikte okuyalım:
"MADDE 21- (1) Başkanlığımız mevzuatına göre minarelerde bulunan hoparlörlerden yalnızca ezan ve sala okunması gerekmektedir. Bazı yerlerde cami içerisinde icra edilen vaaz, mevlit ve benzeri diğer dini programların minarede bulunan hoparlörlerden yayınlandığı, bu durumun da hoşnutsuzluğa ve şikáyetlere sebep olduğu, Başkanlığımıza intikal eden bilgilerden anlaşılmaktadır. Bu sebeple;
a) Cami içinde yapılan vaaz, mevlit ve benzeri programlar, minare hoparlörlerinden yayınlanmayacaktır.
b) İbadet esnasında cami içindeki ses cihazlarının sabah, akşam ve yatsı gibi cemaatin az olduğu vakitlerde kullanılmaması ve yalın sesle iktifa edilmesi, ayrıca diğer vakitlerde kulağı rahatsız etmeyecek ve huşu içinde dinlenmesine imkán verecek şekilde ses ayarının yapılması sağlanacaktır.
c) Hoparlörlerin ses düzeninin, ezanın çevrede duyulmasını sağlayacak fakat yakın komşuları da rahatsız etmeyecek şekilde ayarlanması temin edilecektir.
ç) Milli güvenliğin icap ettirdiği durumlar ile yangın, deprem, sel felaketi gibi olağanüstü durumlar hariç olmak üzere cami hoparlörleri, ezan ve gerektiğinde sala dışında kullanılmayacaktır.
(2) Camilerden uzak mahalle veya yazlık sitelerde ikamet eden vatandaşların okunan ezandan istifade edebilmeleri amacıyla belediye yayın cihazından verilmesi, cami ya da mescit bulunmayan yerlere alıcı cihaz konulması hususunda Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı mütalaasında; ’Cami ve mescit bulunmayan yerlerde ezan okunmasının meşru olduğu göz önünde bulundurularak, halkın talebi olması şartıyla cami, mescit ve minaresi bulunmayan yerlere, merkezi ezandan yararlanmak amacıyla hoparlör takılmasında sakınca yoktur’ denilmektedir. Buna göre;
a) Hoparlörün takılmasını semt halkının çoğunluğunun istemesi,
b) Cami hoparlörünün monte edileceği yerin/birimin, telefon, elektrik GSM direği vb. mekánların sahibinin ve yetkililerinin onayının alınması,
c) Uzlaşma usul ve esaslarına riayet edilmesi,
ç) Görüntü ve ses kirliliğine meydan verilmemesi,
Hususları yerine getirildikten sonra, mülki amirin onayı alınarak talep edilen ve izin verilen yere ezan sesini nakletmek için hoparlör takılabilecektir."
* * *
17 Temmuz Cuma günü yayınladığım "Çok Açık Gizli Hedef" yazımı hatırlarsınız. Yazıya okurlardan herhangi bir olumsuz tepki gelmedi. Tam tersine yüzlerce olumlu kutlama mesajı aldım. Yazının yayınlandığı tarihten bir gün sonra (18.07.09) bizim köyün cami hoparlörü genelgeye uygun şekilde ses verdi. Sonra her şey eskisine döndü.
Anladığım kadarıyla, tek tek camilerin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gönderdiği genelgeleri umursadığı yok. Bazı camiler kendi bağımsızlığını ilan etmiş, anarşik ve disiplin tanımaz bir derebeyi durumunda. Ya da genelge yayınlayan Diyanet İşleri Başkanlığı, genelgenin arkasından işmar edip sanki siz bildiğinizi okuyun demekte.
Ancak yasalar ve DİB genelgeleri, sivil toplum örgütlerine ve vatandaşlara disiplinsiz camiler yüzünden DİB’i mahkemeye vermek hakkını tanımakta. Benim vekilliğim bu kadar !